Cuma, Kasım 22, 2024

İlgili İçerikler

Bu hafta gündemdekiler

Akıllı Telefonlar Yeni Fırsatlara Kapı Açıyor

Jaroslav Barton HID Global

Jaroslav Barton
Segment Director Physical Access Control EMEA with HID Global  

Pek çok uygulama ve yetenekle birlikte akıllı telefonlar hemen herkes için hayatın önemli bir parçası haline geldi. Gartner, mobil cihazların, artık sahip olduğu saygın statünün de bir göstergesi olarak, dünya çapındaki sevkiyatının 2016 içinde 2 milyar birimi aşacağını tahmin ediyor. İngiltere’deki iletişim düzenleyicisi kurum Ofcom, yetişkinlerin %66’sının bir akıllı telefon sahibi olduğunu, mobil üyeliklerinse yaklaşık 90 milyona ulaştığını gözlemliyor. Batı Avrupa’da, Statista akıllı telefon nüfuzunun 2011’de sadece %22.7’lik düzeyinden 2018 yılında %67.3’e ulaşacağını tahmin ediyor. Uçuş kartlarından bankacılığa kadar, akıllı telefonların kullanımı ve gelecek potansiyeli sınırsız gibi görünüyor.

Elle kullanılan teknolojilerdeki hızlı gelişim devam ettikçe, akıllı telefonlar için yeni ve gelecek vadeden bir fonksiyon gelişti: mobil erişim veya kapı açma yeteneği. Böylesine yaygınlaşan akıllı telefonlarla, mobil erişim imkanlarının kullanılması da doğal hale geliyor.

Kapıların Açılmasında Akıllı Telefonların Kullanımı

Düzenli müşterilere yönelik olarak, kapıların açılması için akıllı telefonlar halihazırda kullanılıyor. Örneğin, Hilton, Starwood ve Marriot gibi büyük otel zincirleri müşterileri için, telefona basit bir dokunuşla odaya erişim imkanı sunuyor.

İşletmeler içinse mobil erişim, binalara giriş için aynı kolaylığı sağlamakla kalmıyor, çok daha fazlasını sunuyor. Bluetooth Smart ve NFC gibi pek çok akıllı telefonda bulunan kablosuz teknolojiler yoluyla, kapıların akıllı telefonla açılabilmesi imkanı, mobil erişim açısından yepyeni olasılıkların da kapısını aralıyor. Binalara ve sınırlandırılmış bölgelere fiziki erişim imkanının yanı sıra, güvenli erişim kanalıyla, verilere ve şirket uygulamalarına ulaşım imkanı da bu olasılıklar içinde yer alıyor.

İşletmeler için mobil erişimin sağladığı kolaylıklar kendi kendini açıklıyor: eğer, çalışanlar, telefonlarını bir okuyucuya tutarak işyerine girebilirse, giriş kartı yerine işçilerin her gün sıkça kullandığı bir cihaz geçecek ve kart taşıma ihtiyacı önemli ölçüde azalacaktır. Bireysel kullanıcılar içinse bu, kimlik kartı vs. için el yordamıyla çanta ya da cüzdan karıştırmayı ortadan kaldırarak, daha kolay ve uygun bir erişim kontrol deneyimi sağlıyor.

Mobil Hayat Giderek Yükseliyor

BYOD (kendi cihazını getir) artışı ayrıca mobil ile fiziki erişim kontrolünün çalışanlarca olumlu karşılanacağına işaret ediyor: MarketsandMarkets, yakın zamanda hazırladığı raporda, BYOD piyasasının 2011’deki 67.21 milyar dolar düzeyinden, 2017 yılında 181.39 milyar dolar düzeyine çıkacağını kaydediyor. BYOD ile birlikte Avrupa’da, BYOD kaynaklı hukuki sorunlardan kaçınma imkanı verebilecek CYOD (kendi cihazını seç) da işletmelerin kullanabileceği alternatif bir uygulama olarak gelişiyor. Her gün daha fazla akıllı telefonun işyerlerine girmesiyle, mobil erişimin kullanılması mantıklı bir adım.

İngiltere iletişim düzenleme kurumu Ofcom’a göre İngilizlerin %33’ü, internet erişimli en önemli cihazları olarak, %19 düzeyindeki dizüstü bilgisayarların ötesinde akıllı telefonlarını görüyor. Bu durumdan yola çıkılarak, bir çalışanın, kayıp bir giriş kartından daha önce kayıp telefonu rapor edeceği varsayılıyor. Eğer kapı açma veya yerleşke erişimi araçları işçinin akıllı telefonuna yüklenirse, işletme, cihazın kaybolması veya çalınması durumunda yetkisiz erişimin engellenmesi için daha hızlı hareket edebilecektir.

Akıllı telefonlarda giderek yaygınlaşan diğer özellikde içinde biyometrik tanımlama ve hareket tabanlı erişim kontrolü yer alıyor ki her ikisi de kapı açmak için telefon kullanıldığında güvenliği artırmaya imkan veriyor. Parmak izi tarayıcılarının telefonlarda ortak özellik haline gelmesiyle, Biyometrik endüstrisinin 2020 yılına kadar 20 milyar dolar gelire ulaşacağı tahmin ediliyor. Biyometrik tanımlamayla mobil erişimi birleştirerek, işletmeler etkili ve bir o kadar da kolay biçimde çok-faktörlü tanımlama prosedürü uygulayabilir.

Fütürist Dr. Ian Peterson’ın, 2025 yılına kadar fiziki anahtarların gereksiz kalacağı yönündeki tahmini tümüyle yanlış çıkmasa da, kapı açma konusunda akıllı telefonlar kesinlikle onları daha az önemsiz hale getiriyor.

Teknoloji Makaleleri