Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin
Veri oluşturmak artık yeterli değil. Bu veriyi anlamlandırmak ve aksiyona dönüştürülebilir hale getirmek, rekabetin en üst seviyede yaşandığı bu dönemde şirketlerin kârlılığını etkileyebilen çok kritik bir konu haline geldi.
Bu ihtiyaç ile öne çıkan veri bilimi, günümüzün dijital dünyasında kurumsal dünyayı ve BT departmanlarını adeta yeniden tanımlayarak dönüşüm yaratan kavramların ve teknolojilerin başında yer alıyor. Geniş ve karmaşık veri setinden aksiyon alınabilir içgörü çıkartma sanatı olarak tanımlanabilecek veri bilimi, şirketlerin bilgiye dayanan kararlar almasına, süreçlerini iyileştirmesine, inovasyon ve büyüme getirecek bir süreçte yol haritası oluşturmasına yardımcı oluyor.
Temposu yüksek ve verinin belirleyici olduğu kurumsal dünyada şirketlerin sezgiler veya öngörüler yerine somut kanıtlara dayalı kararlar almasına olanak tanıyan veri bilimi, şirketlerin verilerinin tüm potansiyelinden yararlanmasını sağlayarak çok önemli bir rol üstleniyor. Veri bilimini kullanarak geçmişteki verileri ve gerçek zamanlı bilgileri analiz eden şirketler, stratejilerine müşterilerinin ihtiyaçlarına göre yön verebiliyor, pazardaki değişimlere uyum sağlayabiliyor ve yeni fırsatları değerlendirebiliyor.
Ayrıca istatistik, öğrenen makineler (ML) ve yapay zeka (AI) gibi teknolojileri bir araya getiren çok disiplinli bir yapıya sahip. Veri bilimcileri de stratejik karar verme sürecine güç veren örüntüleri, trendleri ve tahminlerini bu tekniklerden faydalanarak veriden çıkartabiliyor. Veri bilimi, müşteri davranışı analizinden tedarik zinciri optimizasyonuna kadar kuruluşların pek çok alanda rekabet avantajı kazanmasını ve rakiplerinin önünde kalmasını sağlıyor.
Veri bilimi aynı zamanda iç süreçlerin iyileşmesine de yardımcı oluyor. Veriden güç alan analizlerle şirketler sıkışıklık oluşan noktaları tespit edebiliyor, iş akışlarını buna göre düzenleyebiliyor ve operasyonel maliyetleri azaltabiliyor. Bu verimlilik de beraberinde kârlılığı artırıyor.
BT departmanlarında ise veri bilimi dijital dönüşümün en önemli noktalarından birisi haline geldi. Operasyonel verimliliği güçlendirdiği gibi sistemlerin güvenliğine ve dayanıklılığına da katkı sağlıyor. Veri bilimi tuhaflıkları ve anormallikleri gerçek zamanlı olarak tespit edebildiği için BT profesyonelleri de potansiyel tehditleri çok daha kısa sürede giderebiliyor. Dahası, yazılım ve donanım bileşenlerini yakından takip ederek bakım yapılması gereken alanları da önden tahmin ederek BT altyapı yönetimini de iyileştiriyor ve sistemlerin kullanım dışı kalma süresini ve maliyeti azaltıyor.
Ancak tüm önlemlere rağmen yine de bir sorun oluşması durumunda ise veri bilimi, ilgili ekiplerin sorunu daha kısa sürede bulabilmesini sağlıyor. Kayıtları ve sistem metriklerini inceleyerek, BT profesyonellerinin sorun bulma ve giderme çalışmalarının daha verimli ilerlemesine yardımcı oluyor.
Bu faydaların hepsini ve çok daha fazlasını sağlayan veri bilimini dünyanın öncü kurumsal Kubernetes platformumuz Red Hat OpenShift’e ekledik. Red Hat® OpenShift® Data Science olarak adlandırdığımız bu hizmetimiz, veri bilimcilerine ve geliştiricilere akıllı uygulamalar oluştururken kullanabilecekleri güçlü bir yapay zeka/öğrenen makineler platformu sağlıyor. OpenShift’in çalıştığı her yere kolaylıkla adapte edilebilen OpenShift Data Science’a açık kaynak araçlarının entegre edilebilmesi sayesinde veri bilimciler öğrenen makine modellerini hızlıca geliştirebiliyor, eğitebiliyor ve test edebiliyor.
Red Hat OpenShift Data Science projelerini daha hızlı ve verimli bir şekilde oluşturabilmeleri ve entegre edebilmeleri için veri bilimcilerine, mühendislere ve geliştiricilere esnek bir ortam sağlıyor. Dahili güvenlik gibi özellikleriyle de zamandan tasarruf ettiriyor.
Kendi kendini yöneten veya tamamen yönetilen bir bulut hizmeti olarak kullanılabilen Red Hat OpenShift Data Science, şirketlere modellerini istedikleri yerde geliştirebilmelerine olanak tanıyan güvenli ve esnek bir platform sunuyor.
Konuyu özetlemek gerekirse, veri bilimi şirketleri ileriye taşıyor ve BT departmanlarına da dijital çağın gelişen taleplerini karşılamaları için güç veriyor. Verilerin içinde gizli olan içgörüleri açığa çıkartmanın, inovasyonun ve bilgiye dayalı karar süreçlerinin belirleyici olduğu bir geleceği oluşturuyor.