Couchbase tarafından yapılan araştırma, Covid-19 ortaya çıktığından beri yazılım mimarlarının üzerindeki baskının ikiye katlandığını gösteriyor. ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’daki 450 yazılım mimarının katıldığı ankete göre, pandemi öncesi kendilerini “çok yüksek” ya da “yüksek” baskıda hissedenlerin oranı yüzde 19’ken, günümüzde bu oran yüzde 48’e fırlamış durumda. Bu baskıya rağmen yazılım mimarlarının neredeyse yarısı (yüzde 48’i) pandemiden etkilenmeden proje teslimatlarını yapmaya devam ediyor.
Araştırmada öne çıkan diğer bulgular
- Yazılım mimarlarının yüzde 86’sı dijital dönüşüm yolculuklarında doğru teknolojinin doğru yerde kullanımında COVID-19’un işlerini zorlaştırdığını söylerken, yüzde 38’i ise projelerin teslimatı için yaptıkları planların aksadığını ifade ediyor.
- Katılımcıların yüzde 61’i ise geçmişte alınan teknoloji kararlarının dijital dönüşüm projelerini tamamlamakta ellerini daha zorlaştırdığını söylerken, bu kararlar arasında bulut altyapı kararları yüzde 48’le, veri tabanı kararları yüzde 43’le öne çıkıyor.
- Şirketlerin sadece yüzde 13’ü projelerini planlama aşamasında kaldığını söylüyor. 2019’da yüzde 22 olan bu oran, pandeminin getirdiği zorluklara rağmen şirketlerin neredeyse hepsinin süregelen projelere bağlılığını gösteriyor.
Couchbase’in mühendislikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı ve CTO’su Ravi Mayuram konuyla ilgili şunları söylüyor: “COVID’in tetiklediği yeni dijital gerçekliğe ayak uydurmak isteyen şirketlerin iş modellerini dönüştürme çabalarının aniden hız kazanması, dikkatlerin yazılım mimarlarının üzerine çekilmesine ve inanılmaz büyük bir baskıyla karşılaşmalarına sebep oldu. Buradaki dönüşüm, birinci adımda veri altyapısının modernize edilmesi ve sonrasında da bir yığın uygulamanın düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Bu süreçler, herkesin altından kalkabileceği bir durum değildir. Geçtiğimiz yılın oldukça sıra dışı olaylara sahne olması gerçeğine rağmen yazılım mimarları kendilerinden beklenenleri karşılama konusunda başarılı oluyor.”
Araştırma, eskimiş veri tabanlarına fazlasıyla bel bağlamanın getirdiği soruna vurgu yapıyor. Her ne kadar birçok kuruluş ilişkisel veri tabanlarının dijital dönüşümü temelden değiştirme gücü olmadığını düşünse de araştırmaya katılan kuruluşların yüzde 91’i hâlâ bu yapılara güvendiğini ve yüzde 31’i ise şiddetli bir şekilde bel bağladıklarını söylüyor. Ortaya çıkan bu bulgu 2019’a kıyasla düşük olsa da kuruluşlar hâlâ eskimiş veri tabanlarının getirdiği zorluklarla boğuşuyor. Eski veri tabanlarına güvenen katılımcı kuruluşların yüzde 61’i, bu durumun yeni dijital projelerin uygulanmasında zorluk getirdiğini söylüyor.
Araştırmadaki eski veri tabanlarıyla ilgili bulgular
- Katılımcıların yüzde 64’ü yatırımlarını ağırlıkla eski veri tabanlarına yaptıkları için bu yapıları kullanmak zorunda kalırken, eski veri tabanlarının sistemlerinin kaydını tuttuğunu söyleyenler de aynı oranda seyrediyor.
- Kuruluşların yüzde 60’ı eski veri tabanlarını kullanmayı azalttıklarını ya da önümüzdeki 12 ayda bu konuda adım atacaklarını söylüyor.
- Katılımcıların yüzde 49’u eski veri tabanlarından NoSQL veri tabanlarına geçişin işlerini kolaylaştırdığını ve hedeflerine ulaşmak konusunda öncelik haline geldiğini söylüyor.
- Araştırma, COVID-19’un kuruluşları neredeyse eşit paydada zıt yönlere sürüklediğini gösteriyor: katılımcıların yüzde 34’ü eski veri tabanlarını kullanmaktan giderek daha fazla imtina ettiğini söylerken, yüzde 33’ü ise bu konudaki planlarını askıya almış durumda.
Yazılım mimarları geleceğin nerede şekilleneceği konusunda da net bir duruş sergiliyor. Katılımcılar, bulut bilişim (yüzde 68) ve Büyük Veri’nin (yüzde 59) dijital dönüşümü temelden değiştirmek için potansiyel barındırdığını düşünüyor. Giderek daha fazla online olan ve merkeziyeti reddeden dünyaya ayak uydurmaya bu iki teknolojinin olanak tanıması, çıkan sonuca sebep olarak gösterilebilir. Katılımcılar, hedeflerine ulaşma yolunda hangi yaklaşımların ciddi anlamda yardım edeceğini ya da hangilerinin ise öncelikli olduğu konusunda da netti. Şirket içindeki veri tabanlarından buluta geçiş (yüzde 65’i), ihtiyaç halinde hedefleri değiştirme esnekliği (yüzde 63) ve yeni becerilere yatırım yapmayı gerektirmeyen teknolojiyi benimsemek (yüzde 60’ı) bunlar arasında yer alıyor.
Ravi Mayuram, sözlerine şöyle devam ediyor: “COVID-19, günümüzün gereksinimlerini karşılamayan ve yetersiz haldeki veri altyapısının doğurduğu tehlikeleri gün yüzüne çıkardı. Fakat mevcut durum o kadar da vahim değil. Eski veri tabanlarından daha modern NoSQL çözümlerini tercih eden birçok kuruluş, bunun sonucunda inovasyonda gaza basabiliyor. Halihazırda bu yolculuğa çıkan birçok kuruluş olsa bile COVID’in getirdiği hızlanmayla modern veri tabanlarına artan ilgi doruk noktasına çıktı. Pandemi esnasında ve sonrasında hangi uygulamaların işe yaradığına dair çalışmalar sürerken, dijital dönüşümde başarıya giden yolda planlarımızı yapabiliriz.”