Cumartesi, Kasım 23, 2024

İlgili İçerikler

Bu hafta gündemdekiler

Yapay zeka çalışanlar için bir tehdit mi?

VMware-globaltechmagazineVMware tarafından gerçekleştirilen yeni araştırmaya göre çalışanlar yapay zeka nedeniyle işlerini kaybedeceklerini düşünmüyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü yapay zekanın işlerini kaybetmelerine neden olacağını düşünmezken yüzde 35’i yapay zekanın yeni kariyer fırsatları yakalamak için bir fırsat olduğuna inanıyor.

Özel bulut teknolojisinin lider şirketi VMware’in Ağustos ve Eylül 2018’de, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan 5 binin üzerinde kullanıcının katılımıyla gerçekleştirdiği yapay zeka araştırması kullanıcıların yapay zekayı nasıl algılandığına dair önemli veriler sunuyor. Buna göre katılımcıların yüzde 43’ü yapay zeka yüzünden işlerini kaybedeceklerini düşünmüyor. Hatta, katılımcıların yüzde 35’i bu yeni teknolojinin daha iyi iş fırsatları getireceğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 53’ü yapay zeka, nesnelerin internet ve blockchain gibi teknolojilerin şirketlerle daha yoğun ve derin bir ilişki kurmalarını sağladığını düşünüyor. Benzer şekilde, katılımcıların yüzde 50’si de teknolojinin çevre sorunlarının ve iklim değişikliğinin çözümüne yardımcı olabileceğine inanıyor.

Çığır açan teknolojilere finans konusunda temkinli yaklaşım

Bazı belirsizliklere rağmen araştırma bulguları yine de olumlu bir tablo ortaya koyuyor. Kullanıcıların yüzde 50’si kullandıkları son teknolojilerin ardında neyin yattığını tam olarak bilmiyor. Yüzde 69’u ise kişisel verilerine gerçekte kimin erişimi olduğunu bilmiyor. Öte yandan katılımcıların yüzde 58’i firmaların cihazlarındaki aktiviteleri izlediğinden ya da kayda aldığından şüpheleniyor.

Yapay zeka, nesnelerin interneti ve blockchain gibi çığır açan teknolojiler perakendeden seyahate ve kişisel finans alanına kadar her şeyi etkiliyor. Bu bağlamda, araştırma kullanıcıların neyi kabul etmeye veya etmemeye hazır olduklarını açıkça ortaya koyuyor.

Örneğin, katılımcıların yüzde 65’i telefonları üzerinden mağazadaki bir ürün hakkında bilgi ve tavsiye almaya, yüzde 69’u ise evlerine veya iş yerlerine giderken yol durumunu proaktif olarak yönetmek amacıyla trafik akışını görmek için teknolojiyi kullanmaya olumlu bakıyor. Kullanıcıların yüzde 23’ü ise müşteri hizmetlerini iyileştirmek için işletmelerin yeni teknolojileri denemesini uygun buluyor.

Ancak, söz konusu kişilerin finansal işlemlerinin kontrolü olunca, daha hızlı para biriktirecek olsalar bile, katılımcıların yalnızca yüzde 7’sinin paralarının kontrolünü yapay zekaya devretmeye istekli olduğu görülüyor. Benzer şekilde, katılımcıların yüzde 65’i paralarının daha iyi yönetilecek olmasına rağmen, harcama alışkanlıkları, yeme içme, seyahat ve ulaşım gibi konularda bankalarının günlük yaşamlarına dair veriye erişiminden korkuyor ya da endişe duyuyor.

Kurumların harekete geçmesi gerekiyor

Yapay zeka gibi teknolojilere tereddütle yaklaşılmasında belirsizlik unsuru da rol oynuyor. Katılımcıların yüzde 45’i yapay zekanın hizmet ve deneyim yaratmak için süper bilişsel bir beyin gücünden ziyade onun bir robot olduğu yanılgısına düşüyor. Benzer şekilde, yüzde 50 katılımcı yapay zeka, nesnelerin interneti ve blockchain gibi teknolojilere dair yeterli bilgiye sahip değil. Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 64’ü şirketlerin ve hükümetin, kullandıkları teknolojilere ve onları nasıl kullandıklarına dair yeterince net olmadığını düşünüyor. Aynı şekilde, katılımcıların yüzde 53’ü de kurumların kendilerine bu teknolojileri daha iyi anlama noktasında yardımcı olmasını bekliyor.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren VMware Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler şunları söyledi: “Kurumların harekete geçme vakti geldi. İnovatif çözümleri tetikleyecek, daha iyi müşteri deneyimi sunacak ve en nihayetinde kârlılığı artıracak yeni teknolojilerle birlikte iş dünyası yeni bir dijital cepheyle karşı karşıya. Fakat tüm bu olasılıkların gerçekleşebilmesi için kurumların müşterileri yanlarına çekmeleri ve kullandıkları bu teknolojilerle ilgili olarak kullanıcı tarafında güvene ve şeffaflığa dayalı ilişkiler inşa etmeleri gerekiyor. Ancak bu sayede, dünyayı dönüştüren uygulamaları, hizmetleri ve yeni deneyimleri destekleyecek dijital bir altyapı oluşturmak için yazılımın gücünden yararlanılabilir.”

Teknoloji Makaleleri