Intel Türkiye Perakende Satış Direktörü Serkan Civlik ile küresel çevre sorunlarını, sürdürülebilirlik stratejilerini ve şirketlerin bu konu hakkında yapmaları gerekenleri konuştuk.
Intel’in sürdürülebilirlik stratejisinden bahsedebilir misiniz?
Intel olarak, hem enerji verimliliğini artırmak hem de ürünlerimizin ve platformlarımızın karbon ayak izini azaltmak için 2040 yılına kadar küresel operasyonlarımızda net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı taahhüt ettik. Bunun yanı sıra, toplumların iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmesine ve bunlara uyum sağlamasına yardımcı olacak çözümler geliştirmek için müşterilerimiz ve sektör ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğimize de söz verdik. Intel şu anda, iddialı 2030 sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaya ve 2040 yılına kadar küresel operasyonlarda net sıfır sera gazı emisyonu sağlama taahhüdünü gerçekleştirmeye odaklanıyor. Geçen yıl açıkladığımız 2040 net sıfır hedefimiz, kelimenin tam anlamıyla onlarca yıldır sürdürdüğümü çalışmaları temel alıyor. Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca sera gazı emisyonlarımızı azaltmaya odaklandık. Bugün bu emisyonları yaklaşık yüzde 75-80 oranında azaltmış durumdayız. Dolayısıyla, bizi bu noktaya getirecek bir dizi adımı atmış bulunuyoruz. Bu nedenle, 2040 yılı için kalan yüzde 20-25’lik orana ulaşmak amacıyla bir hedef belirledik. Bunun ulaşılması en zor hedefimiz olduğunu söyleyebilirim, çünkü nispeten daha kolay olanlara daha önce ulaştık. Onlar da hayli zorlu hedeflerdi fakat şimdikine göre nispeten ulaşılması kolay olduklarını söyleyebilirim. Şimdi net sıfıra ulaşmak için daha zorlu bir aşamadan geçmemiz gerekiyor. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl boyunca öğrendiğimiz şey şu oldu: Hedefimize ulaşmak için sadece Intel’in değil, tüm tedarik zincirimizin çabalaması gerekiyor. Operasyonlarımızda enerji verimliliğine oldukça fazla odaklanıyoruz. Dünyanın en büyük yarı iletken üreticilerinden biri olarak, operasyonlarımızı daha enerji verimli hale getirmek bir yandan maliyetlerimizi düşürürken, bir yandan da karbon emisyonlarımızı azaltıyor. Sürdürülebilirlik ve iyi iş uygulamaları birbirini tamamlıyor. Benzer şekilde, su tüketimimizde verimliliği artırmak için kullandığımız su miktarını azaltmaya da odaklanmış durumdayız.
Intel önümüzdeki yıllarda ne gibi adımlar atacak ve neler bekliyor?
Intel’in odaklandığı üç temel alan var. Bunlardan ilki yenilenebilir enerji; bugün küresel operasyonlarımızı yüzde 90’ın üzerinde yenilenebilir elektrik kullanarak yürütüyoruz. ABD’de ve diğer bölgelerde şimdiden yüzde 100’e ulaştık. Son yüzde 10’a ulaşmak için Intel’in faaliyet gösterdiği ülkelerle birlikte çalışıyoruz. İkinci alan ise, sera gazlarının kullanımının yarı iletken üreticileri için kritik öneme sahip olduğu gerçeğiyle başa çıkmak. Sera gazı emisyonlarını azaltmak için çeşitli adımlar attık ve böylece emisyonlarımızı önceki yıllara kıyasla çok daha düşük bir seviyeye indirmeyi başardık. Fakat emisyonlarımızı düşürmek yeterli değil; hedefimiz sıfır emisyon. Bu hedefe ulaşmak için ya ilave kontroller, yeni azaltım teknolojileri geliştirmemiz ya da yarı iletkenleri üretmek için farklı kimyasallar bulmamız gerekiyor. Yarı iletken üretmenin karmaşıklığını düşündüğümüzde, bu epeyce zorlu bir görev. Odaklandığımız üçüncü alan ise fosil yakıtların kullanımı. Endüstriyel ısıtma uygulamaları için doğal gaz kullanıyoruz ve şu anda kolayca bunun yerini alabilecek bir alternatiften yoksunuz. Bizim de tüm büyük endüstriyel kullanıcıların da doğal gaz kullanımını durdurmanın, doğal gaz kullanımını kademeli olarak azaltmanın ve daha iklim dostu alternatiflere ulaşmanın yolunu bulmamız gerekiyor.
Sizce özel sektör küresel çevre sorunlarına karşı yeterince inisiyatif alıyor mu? Şirketler bu konuda ne gibi adımlar atabilir?
Intel olarak, sera gazı emisyonlarını azaltmak için yarı iletken değer zinciri boyunca işbirliğini ilerletmek gibi açık bir misyon benimseyen Semiconductor Climate Consortium’un (Yarı İletken İklim Konsorsiyumu) kurucu lider üyesi olduk. Tabi oldukları kanunlar bunu gerekli kılsın ya da kılmasın, şirketlerin inisiyatif alarak bir hedef belirlemesi gerekiyor. Biz de pek çok başka şirket gibi bir sınır belirledik, belirli bir tarihe kadar net sıfıra ulaşmak istediğimizi söyledik ve ardından bu yönde ilerlemeye başladık. Tüm bunlar işimiz ve tüm ticaret için birtakım riskler teşkil ediyor. Dolayısıyla hükümet liderlerinin bu hususları stratejik olarak ele almalarını ve bu sorunları azaltmak için birlikte nasıl çalışabileceğimizi düşünmelerini istiyoruz.
Intel’in sera gazı emisyonlarını azaltmak için yaptıklarını açıklayabilir misiniz?
Intel olarak sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda büyük çaba sarf ettik. Tedarik zinciri emisyonlarımızı 2030 yılına kadar yüzde 30 oranında azaltmaya yönelik bir ara hedef belirledik. Tedarik zincirimiz için henüz net sıfır hedefi belirlemiş değiliz, çünkü bugünkü konumumuzu net olarak görebilmek için tedarik zincirimizle birlikte daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor. Kapsam 3 emisyonlarına girdiğinizde, verilerin raporlanışı ve takip edilişi konusunda birtakım tutarsızlıklarla karşılaşıyorsunuz. Tüm tedarikçilerimizi bir araya getiren Yarı İletken İklim Konsorsiyumu’nu biraz da bu yüzden kurduk. Konsorsiyumun ilk çalışma gruplarından biri, Kapsam 3 emisyonlarının hesaplanmasında ortak bir metodolojiyi kullanmamızı temin ediyor. Bu aşamanın ardından, yani metodolojimizi tanımladıktan sonra net sıfır hedefini belirleyebileceğiz.
Intel olarak, diğer küresel çevre sorunlarının nasıl ele alınması gerektiğini düşünüyorsunuz?
İklim değişikliği şu anda en acil küresel çevre sorununu teşkil ediyor. Sosyal ölçütler ve bu alanlarda yaptıklarımızdan sürdürülebilirlik ve çevresel ölçütlere kadar şirket olarak üzerinde çalıştığımız tüm ölçütleri takip ettiğimiz yıllık kurumsal sorumluluk raporumuzu yakın zamanda yayınladık. Bu doğrultuda nasıl ilerlediğimizi göstermek için tüm göstergeleri takip ediyoruz ve üçüncü bir taraf da raporumuzu inceleyip denetliyor. Buna ilave olarak, bir dizi farklı protokol üzerinden raporlama yapıyoruz. Bana göre hesap verebilir olmak, ilerlemeyi raporlamak ve işlerin hangi alanlarda yolunda olduğu ve hangi alanlarda yapılacak çok iş olduğu konusunda son derece şeffaf olmak ülkeler ya da hükümetler için olduğu kadar, hedef belirleyen herkes için son derece kritik bir önem taşıyor. Sürdürülebilirliğe, özellikle de iklim değişikliğine, ele almamız gereken en kritik konu olarak bakıyoruz. Fakat salt buraya odaklanmak yeterli değil. Intel olarak karbon emisyonlarımızı azaltma hedefinin yanı sıra ayak izimizi küçültmek için su, su tüketimi, atık ve atık üretimi ve bir dizi başka alana ilişkin amaçlarımız ve hedeflerimiz var. İklim değişikliği şu anda bizim için en önemli konu olmakla birlikte, göz ardı edemeyeceğimiz birtakım başka alanlar da var. Bunları dikkate almadığımız takdirde, gelecekte bizim için sorunlar ya da zorluklar teşkil edecekler. Dolayısıyla ayak izimizin tamamına bakmak ve tüm bu alanlarda harekete geçmek kritik bir önem taşıyor.