AutoGPT ve diğer yapay zeka teknolojileri bir zamanlar sadece insanlar tarafından gerçekleştirilen görevleri yerine getirmeye başladıkça tarih gözlerimizin önünde yazılıyor. Hem bu sadece bir başlangıç.
ChatGPT’nin dünyaya ilk kez duyurulduğu tarih 30 Kasım 2022 idi. Tooltester’a göre, kısa sürede tarihin en hızlı büyüyen tüketici uygulaması haline geldi ve ilk beş gününde bir milyon kullanıcıya ulaştı.
ChatGPT’nin özünde, yapay zeka ile ilişkilendirilen GPT-4 (Generative Pre-trained Transformer 4) büyük dil modeli yer alıyor. Ancak ne zaman yapay zekadan bahsedilse, akademi dışındaki çoğu insanın aklına hemen 2001: A Space Odyssey filmindeki HAL 9000, Terminator serisindeki Skynet veya Iron Man filmlerindeki Jarvis gibi filmlerde görülen popülerleştirilmiş versiyonlar geliyor. Fakat bu örnekler, yapay genel zeka (AGI) olarak bilinen ve bir bilgisayarın bir görevi bir insan ya da hayvanla aynı şekilde nasıl yerine getireceğini öğrenebileceği kavramına daha yakın. Böyle bir sisteme ulaşıldığında, ağları siber saldırılara karşı proaktif olarak savunabilecek sistem ve süreçlerin geliştirilmesinde çok faydalı olabiliyor.
AGI bir sorun hakkında düşünebiliyor, seçenekleri analiz edebiliyor ve ardından bir çözüm uygulayabiliyor. Ayrıca eğer bu seçenek başarısız olursa, daha iyisini buluyor. Bu süreç, farelerin labirent çözmeyi öğrenmesine ya da AlphaGo adlı bilgisayarın GO oyununu öğrenerek 2016 yılında dünya şampiyonunu yenmesine benziyor.
Gerçek AGI’ye daha çok olsa da, GPT-4 araştırmalarındaki son patlama, AGI’ye doğru bir başka bebek adımı atan yeni bir projeye yol açtı. Bu proje AutoGPT olarak biliniyor.
AutoGPT daha azıyla daha fazlasını yapabilir mi?
ChatGPT, kullanıcıların bir kullanıcı ile GPT modeli arasındaki bir konuşma/sohbet aracılığıyla bir görev tanımlamasına olanak tanıyor. Olasılıklar sonsuz görünüyor. Programcılar bunu kod oluşturmaya yardımcı olmak için kullanıyor. Araştırmacılar temel araştırma görevlerini yerine getirmek için kullanıyorlar. Ve öğrenciler ödevlerini yapmak için kullanıyorlar.
AutoGPT kullanıcıya ne yapması gerektiğini düşündüğünü, bunu nasıl yapacağını seçtiğini ve kararının arkasındaki gerekçeyi bildiriyor. Daha sonra bu eylemleri gerçekleştiriyor.
Henüz emekleme aşamasında olsa da (proje bir aydan kısa bir süre önce yayınlandı), AutoGPT bilgisayar güvenliği için değerli bir araç olarak umut vaat ediyor. Ayrıca, bir sorunu ele alabilmesi, parçalara ayırabilmesi, ne yapması gerektiğini belirleyebilmesi, her bir adımın nasıl gerçekleştirileceğine dair kararlar alabilmesi ve daha sonra gerektiğinde süreci iyileştirmek de dahil olmak üzere (kullanıcı etkileşimi ve izni olsun ya da olmasın) bunlara göre hareket edebilmesi açısından AGI’ye ulaşma yolunda bazı ilerlemeler sunuyor.
GPT teknolojilerinin evrimine gerçek zamanlı olarak tanık oluyoruz ve parametreler katlanarak artıyor: GPT-1: 117 milyon parametre (2018), GPT-2: 1,5 milyar parametre (2019), GPT-3: 175 milyar parametre (2020), GPT-4: 170 trilyon parametre (2023).
Sırada ne var? Bunu sadece zaman gösterecek. Ama çok ilginç olacak.
Şu an için AutoGPT gibi araçlar sıfırıncı gün saldırısı bulma, yaratma ve başarılı bir şekilde kullanma yeteneğine sahip değil. Bu araçlar, güvenilir ve işe yaradığı bilinen yerleşik saldırı modellerine güvenmek zorunda. IPS gibi korumalara sahip olmak, Nmap gibi bir ağ tarama aracının tespit edilmesine yardımcı olabilir. Uygulama Kontrolünü kullanmak, VNC gibi hizmetlere erişimi yalnızca yetkili kullanıcılara kilitleyebilir.
