Yaklaşık yirmi yıldır her iki yılda bir olduğu gibi, Eurasia Rail İstanbul’da bölgenin tek demiryolu endüstrisi fuarı ve dünyanın en önemli üç fuarından biri olarak sunuluyor. Dünyanın dört bir yanından gelen tren ve aksesuar üreticileri, altyapı teknolojisi tedarikçileri ve demiryolu lojistik şirketleri, 21-23 Haziran tarihleri arasındaki üç günlük dönemde bu büyük etkinlikte yeniliklerini sunuyor. Bu şekilde, sadece bölgenin demiryolu nabzını tutmak değil, aynı zamanda büyük şirketler arasında yeni ilişkiler, bağlantılar ve işbirlikleri kurmak da mümkün.
Türk Demiryollarının 30 yılı aşkın bir süredir vazgeçilmez bir ortağı olan Thales, demiryolları için en önemli teknolojik yeniliklerinden bazılarını sergileyerek bu önemli buluşmada yerini alacak (Salon 4 – Stand B371, İstanbul Fuar Merkezi).
Thales’in sunacağı yeniliklerden bir örneği, saha elemanları açısından, 4500 metreye kadar olan kısımlar için iç birleştirme ile 1500 metrelik kesimleri kapsayan ve her hat gabarisine ve elektrifikasyona uygun olan Thales Ses Frekanslı Ray Devresi. (TTC). Bir diğer ise, hayati Tren Sinyalizasyonunun (VTS) kompakt çekirdeğindeki güvenlik bütünlüğü uygulamalarıyla ilgili çözümlerin temel bileşenlerinden biri olan Thales DCA. (Dağıtık Kontrol Mimarisi). Standart ağ teknolojilerinin kullanımı yoluyla saha elemanlarının dağıtık – ama aynı zamanda merkezi – kontrolünü destekleyen bir ürün.
Mobilite ve Sürdürülebilirlik
Şüphesiz, Thales’in güçlü yönlerinden biri, dijital ve sürdürülebilir mobiliteye yönelik çözümlerinde yatmaktadır. Eurasia Rail’de sunulacak olan teknolojilerinden biri, sensörlerden ve sistemlerden gelen işletme verilerini ve uygulamaları merkezileştirerek çalışan veri odaklı İşletme Kontrol Merkezi olacak. (OCC). Bu teknoloji, yeni işlevler sunmak, operatörleri desteklemek ve sistem performansını artırmak için makine öğrenimi ve veri analitiği gibi büyük veri araçlarını kullanan tek ve güvenli bir dijital platform aracılığıyla gerçekleştiriliyor.
GreenSpeed, Thales tarafından meydana getirilen ve fuarda sunulacak olan en ilginç sürdürülebilir yeniliklerden biri. Tren hızını sürekli optimize ederek, ani hız düşüşleri, durmalar veya hızlanmalar gibi aksaklıkların yaşanmaması için taşımacılığın karbonsuzlaştırılmasını amaçlayan bir sürücü danışma sistemi. (DAS). Bu şekilde, sürelere daha düşük CO2 emisyonu ile her zaman uyuluyor.
Bu büyük demiryolu etkinliğinde yer alacak diğer sistemler ve çözümler arasında bir yolcu akışı veri analiz aracı olan NAIA; daha iyi demiryolu trafik yönetimi teknolojisine yönelik sürekli talebe cevap veren bir sistem olan Merkezi Trafik Kontrolü (CTC); tren hareketlerinin doğru bir şekilde izlenmesini sağlayan Avrupa Tren Kontrol Sistemi (ETCS) ve güvenlik uyarılarına daha hızlı yanıt veren ve herhangi bir anda hangi uygulamaların kullanıldığını ortaya çıkaran varlık yönetimi yer alıyor.
Türkiye ile 30 Yılın Üzerinde İş Birliği
Thales’in Türkiye ile ilişkisi 30 yıldan daha eskiye dayanıyor. 1987 yılında şirket, yüzün üzerinde çalışanı ile ülkedeki ilk ofisini açtı. O zamandan beri şirket, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ile art arda sözleşmeler yaptı ve böylelikle iki taraf arasında yakın bir ilişki kuruldu. İstanbul ve Ankara’daki iş yerlerinde 350’den fazla çalışanı bulunan Thales için Türkiye önemli bir ülke.
Diğerlerinin yanı sıra, Ankara ve İstanbul’u birbirine bağlayan yüksek hızlı hattın ilk iki etabına, Kayaş-Yerköy yüksek hızlı tren hattı için imzalanan sözleşmeye veya halihazırda Thales CBTC SelTrac™ çözümü ile donatılmış M4 hattının yanı sıra Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’na ilk ulaşan M10 gibi İstanbul metro hatlarına katılımı bunun kanıtı.
Thales ve Avrasya ülkeleri arasındaki ilişki, 2009 yılında kurulum, yazılım testi, bakım, proje yönetimi ve yerinde eğitim sağlamayı amaçlayan yerel bir şirket olan Thales Transportation Systems şirketinin kurulmasını sağladı. Bu yoğun ilişkide amaç, hem büyük sanayi grupları hem de KOBİ’ler ile yerel bağları güçlendirmek ve Thales’in endüstriyel ayak izi ve yerel yetenek havuzunun gelişimini sürdürüyor.
