KPMG Türkiye, blok zinciri teknolojisinin faydalarının, kullanım alanlarının, avantajlarının, dezavantajlarının anlaşılması ve sektörlere olan katkısının gelişmesi amacıyla hazırladığı “KPMG Perspektifinden Web3” başlıklı araştırma raporunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. KPMG Türkiye’nin küresel deneyimi ve yerel bilgi birikimini bir araya getirerek 50 kişinin üzerinde profesyonel ekiple ve konu uzmanı danışmanlarıyla hazırladığı bu kapsamlı çalışma, Türkiye’de blok zincirinin gelişim alanlarını ortaya koyması açısından önem taşıyor.
Blok zincirinin en trend altı başlığı olan finans (CeFi, DeFi), DeSci & ReFi, DAO, Metaverse, NFT ve CBDC & Stablecoin (merkez bankaları dijital para birimi) konularına danışman perspektifinden ışık tutan araştırma raporu, 5 şirket ortağı ve KP Law kurucu ortağı liderliğinde hazırlandı. KPMG Türkiye Yönetişim, Risk & Uyum ve Teknoloji Risk Lideri, Danışmanlık Şirket Ortağı Sezgin Topçu; KP Law, Kurucu Ortağı Avukat Onur Küçük; KPMG Türkiye Finansal Durum Tespit Danışmanlığı Şirket Ortağı Hakan Demirelli, KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Şirket Ortağı Bükre Bektaş, KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Bölüm Lideri, Vergi Bölümü Şirket Ortağı Murat Palaoğlu ve KPMG Türkiye Tam Tasdik ve Vergi Uyuşmazlık Hizmetleri, Vergi Bölümü Şirket Ortağı Hakan Orhan liderliğinde hazırlanan bölümler, her bir başlığın yasal, vergisel ve finansal boyutunu ele alırken küresel ve yerel kullanım alanlarını, öncü sektörlerini inceliyor ve risk profilini ortaya çıkarıyor.
Hazırlanan rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Ülke Başkanı Murat Alsan, “Web3; ticareti, şirketlerin işleyişini, veri yönetimini ve tüketici profilini değiştiren dönüşümcü bir güç olarak karşımıza çıktı. Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve BCTR Tedarik Zinciri Çalışma Grubu Başkanı olarak, paydaşlarımızla yürüttüğümüz düşünce liderliği çalışmalarının, yeni teknolojilerin hayata geçirilmesinde ne kadar önemli birer referans noktası olduğunu gözlemleme fırsatı buldum. KPMG Türkiye Ülke Başkanı olarak içerisinde yer aldığım bu çalışma ile de iş dünyasının blok zincirine adaptasyonu konusuna, profesyonel danışman perspektifinden de ışık tutmak istedik. Global bilgi birikimimizi, Türkiye’de başlayıp komşu ülkelere uzanan yenilikçi projelerimizde edindiğimiz deneyimle bir araya getirdik. Çalışmamızın iş dünyası için faydalı olmasını diliyorum.” dedi.
KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem Cantürk ise açıklamasında şunları söyledi: “Web3; merkeziyetsiz, şeffaf, güvenli, katılımcı ve yenilikçi bir ekosistem yaratmayı amaçlayan bir yaklaşım. Bu yaklaşım, finansal hizmetlerden dijital sanat ve oyunlara; bilimden ticarete kadar birçok farklı alanda devrim niteliğinde uygulamaların ortaya çıkmasını sağlıyor. Elbette ki bu uygulamaların sunduğu fırsatların yanı sıra; hukuki, vergisel boyutları ve ayrı ayrı risk profilleri mevcut. KPMG Türkiye olarak araştırma raporumuzda, bu uygulamaların iş dünyasına adaptasyonu sırasında dikkat edilmesi gereken tüm noktaları bütüncül bir perspektifle derledik. Okuyucuların ancak farklı kaynakları araştırarak bulabileceği çeşitlilikteki bilgiyi ve uzmanlığı, tek bir kaynakta derlemeyi amaçladık. Çalışmamızın, blok zinciri uygulamalarını hayata geçirmeyi amaçlayan şirketler için rehber işlevi görmesini temenni ediyorum.”
Rapordan öne çıkan sonuçlar
“KPMG Perspektifinden Web3” raporunda öne çıkan bazı sonuçlar ise şunlar oldu:
Finans
-
- Web3 bağlamında geleceğin finans dünyası iki kavram etrafında şekilleniyor: CeFi (merkezi finans) ve DeFi (merkeziyetsiz finans)
- CeFi (merkezi finans), geleneksel finansal hizmetlerin merkezi bir otoritenin kontrolü altında olduğu finansal sistemleri ifade ediyor. Denetlenen bu kurumlar, belirli yasal gereklilikleri yerine getirme yükümlülüğü altındadır.
- Blok zinciri teknolojisine dayanarak merkezi olmayan bir şekilde çalışan DeFi (merkeziyetsiz finans) ise, kullanıcılarının sorumluluğunda olan yeni bir finans ekosistemi sunuyor.
- DeFi ekosisteminin temelini oluşturan Ethereum’da toplam kilitlenmiş değer son 2 yıl içerisinde 60 kat artarak 90 milyar dolara ulaştı.
- Her iki sistem, finansal işlemleri yönetmek için kullanılsa da aralarında güvenlik, lisans ve yönetmelikler çerçevesinde farklılıklar söz konusu. Örneğin merkeziyetsiz finans lisans almadan faaliyet gösterebilirken, merkezi finans kurumları lisans doğrultusunda faaliyet göstermektedir. Buna ek olarak merkezi finans işlemleri, daha hızlı gerçekleşirken, merkeziyetiz finansın işlemlerinin doğrulanmasından kaynaklı, işlem hızında yavaşlama söz konusu olmaktadır.
CBDC ve Stablecoin
-
- Stablecoin ve CBDC, değer alışverişi yapma ve serveti ölçme şeklimizi değiştirebilecek en umut verici yeni dijital para birimi biçimleri arasında gösteriliyor.
- CBDC’ler, bir ülkenin merkez bankası tarafından verilen ve yasal para birimi olarak kabul edilen dijital varlıkları ifade ediyor. Stablecoin ise genellikle sabit veya istikrarlı bir varlık ile ilişkilendirilmiş kripto para birimlerinin bir alt türü.
- Ülkelerin merkez bankalarının CBDC’leri hayata geçirirken amaçlarını ve stratejilerini iyi belirlemeleri, ülkelerin finansal istikrarı için büyük önem taşıyor.
- Mevcut durumda ülkelerin CBDC ve stablecoin’lere yaklaşımları arasında farklılıklar göze çarpıyor.
- Ama CBDC’ler ve stablecoin’lerin finans ve ticaretin geleceğini şekillendirmede, insanlığın ilerlemesini yönlendirmede ve gelecek yüzyıllar için tarihin akışını şekillendirmede önemli bir rol oynaması muhtemeldir.
DAO (merkezi olmayan özerk organizasyon)
-
- DAO, blok zinciri teknolojisi kullanarak, merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan, kararların alınması ve uygulanmasını sağlamaktadır.
- Geleneksel kurumsal yapıların operasyonel faaliyetlerinde karşı karşıya kaldığı yetersizliklerin ortadan kaldırılması, DAO’ların birincil önceliğidir.
- Bu bağlamda, DAO’ların kurumsal yapıların yetersizliklerini ortadan kaldırmak ve belirli sorunları çözmek için operasyonel bir araç olarak kullanılması, dünya genelinde ve ülkemizde yaygınlaşan bir trend hâline gelmektedir.
- Türkiye’de yasal düzenlemeler ile kripto piyasalarının gelişmesiyle DAO’ların öncelikli olarak finans sektöründe yükselmesi beklenmektedir.
- Hukuksal ve vergisel alanların netleşmesiyle emlak ve gayrimenkul sektöründeki DAO’ların ülkemizde de yaygınlaşması kaçınılmaz olacaktır.
NFT
-
- NFT, içerik üreticilerinin veya sahiplerinin dijital dünyada ürettikleri eserlere bir tapu alarak, dilediklerinde eserlerini güvenli şekilde satabilmelerini sağlamaktadır. Böylelikle dijital dünyada üretilen müzik, tasarım, metin ve diğer birçok eser; ticarileşebilir ve transfer edilebilir bir yapıya kavuşmuştur.
- Küresel NFT pazarındaki toplam işlem hacmi 2022 yılında 24,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir, toplam işlem sayısı 2022 itibarıyla 2021 yılına kıyasla yüzde 67,57’lik artışla 101 milyona çıkmıştır.
- Kullanıcı sayısı ise yüzde 876,89 artarak 2022 yılında 10,6 milyona ulaşmıştır.
- Türkiye’de sanat, oyunlar ve ticaret başta olmak üzere birçok alanda NFT kullanımı giderek artmaktadır. 2018 yılında 3.800 olan NFT kullanıcı sayısı 2022 itibarıyla 578 bin kişiye ulaşmıştır. 2027 yılında Türkiye’deki NFT kullanıcı sayısının 2022 yılına göre yüzde 54’lük artış ile 890 bin kişiye ulaşması beklenmektedir.
- Eşsizlik, transfer edilebilme, fikri mülkiyet, ticarileştirilebilme ve metaveri özellikleri NFT’leri farklılaştırmaktadır.
Metaverse
-
- Metaverse, kalıcı sanal dünyalardan oluşan, yani ortam ve içindeki nesneler, kullanıcılar oturumu kapattıktan sonra bile devam eden bir çevrimiçi alandır.
- Savunma sanayi, fuar ve etkinlik, eğitim, sağlık, kamu, telekom, otomotiv, oyun, moda ve reklamcılık gibi birçok sektörde metaverse yatırımları yapılmaktadır.
- Goldman Sachs’ın yakın tarihli bir raporuna göre, metaverse evreninde 2030 yılına kadar yıllık 1 trilyon dolar gelir bekleniyor.
- Metaverse’in gelişimi, mahremiyet, güvenlik ve teknolojinin toplumdaki rolü gibi konularda da önemli soruları gündeme getiriyor. Bunlara ek olarak ekonomik riskler, yasa dışı faaliyetler, sahte içerikler ve siber güvenlik gibi riskleri de barındırmaktadır.
- Metaverse girişimcilerinin dikkat etmesi gereken konuların başında pazar riski, regülasyon riski, finansal risk ve teknolojilik gelişmelere entegre olamama riski geliyor.
DeSci & Refi
-
- DeSCI, merkeziyetsiz bir bilim projesidir. Bu proje ile bilimdeki merkeziyetsizleştirme hareketlerinden ilham alınarak, araştırma ve yayın süreçlerinin merkezi olmayan bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir.
- DeSCI projesi, bilimdeki merkezi yapıların dışında kalan araştırmacıların ve toplulukların araştırma sürecine katılmasına olanak tanır.
- ReFi (Yenileyici Finans), iklim değişikliğiyle mücadele etmek, koruma ve biyoçeşitliliği desteklemek, daha adil ve sürdürülebilir bir finansal sistem yaratmak amacıyla blockchain ve web3 teknolojilerine odaklanan bir harekettir.
- ReFi, geleneksel finansal sistemlerin içerisinde bulunduğu kısıtların ve bu sistemlerin çevresel sorunlar ve sosyal eşitsizlik gibi küresel sorunların çözümünde yetersiz kaldığını kabul eder. Bu nedenle, blockchain ve web3 teknolojilerini kullanarak, daha şeffaf, güvenilir, merkeziyetsiz ve sürdürülebilir bir finansal altyapı oluşturmayı hedeflemektedir.
- ReFi platformlarının Türkiye ve dünyadaki yeri, blok zinciri teknolojisi ve kripto para birimlerine olan ilgi ve benimsenme düzeyine bağlıdır.
- Düzenleyici açıklığın ve uyumluluğun sağlanması da ReFi platformlarının Türkiye’de daha fazla kabul görmesini sağlayabilir.