Güncel araştırmalara göre, 3 milyar dolarlık NFT sektörü pazar büyüklüğünün 2027’nin sonuna doğru 13,6 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Çetinkaya Hukuk Bürosu Danışmanlarından Avukat Cemal Araalan, bu büyümeye karşı yaşanabilecek hukuki ve telif hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklara dikkat çekerek, atılabilecek önemli adımları açıkladı.
NFT’nin blokzincir teknolojisinin bir ürünü olarak son zamanlarda popüler hale geldiğinin altını çizen Çetinkaya Hukuk Bürosu Danışmanlarından Avukat Cemal Araalan, “Eser sahiplerinin bilgi ve izni olmaksızın NFT minting işlemi ile NFT yaratanlar arasında halihazırda birtakım uyuşmazlıklar yaşanıyor ve bu uyuşmazlıkların gelecekte daha da artması muhtemel. Bu kapsamda, NFT’lerin yasa koyucu tarafından regüle edilene kadar doktrinde de belirtildiği üzere ilerideki hak kayıplarının önlenmesi açısından özellikle tanınmış markaların sahiplerinin gerçekleştirecekleri yeni başvuru ile önceden tescil ettirdikleri mal listelerine malın NFT versiyonlarını da eklemesi geçici çözüm olabilir. Ancak hangi çözüm yolu düşünülürse düşünülsün, gelecekte NFT’lere özgü uyuşmazlıklar artabileceği için mahkemelerin bu konuda takdir yetkilerini bu teknolojinin imkanlarını doğru değerlendirerek kullanmaları ve hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde karar vermelerinin gerekliliğidir.” dedi.
NFT’lerin blokzincirler üzerinde farklı versiyonlarının geliştirilebilmesi mümkün
NFT kavramının anlaşılabilmesi açısından öncelikle kripto varlıklardan token kelimesinin anlamının irdelenmesinin faydalı olacağını da sözlerine ekleyen Araalan, “Normalde kripto varlıkların iki alt türü olduğu kabul ediliyor. NFT’ler ise klasik anlamda token’lardan farklı şekilde fikir ve sanat eserlerinde görülen teklik ve özgünlük olgularının teknolojik olarak farklı bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. NFT’lerin genel itibariyle Ethereum ve diğer yeni nesil blokzincirler üzerinde farklı versiyonlarının geliştirilebilmesi mümkün.
Hukuki uyuşmazlıklar NFT’lerle ilgili telif hukukundan kaynaklı olacak
NFT satışlarıyla ilgili gelecekte hukuki uyuşmazlıklar NFT’lerle ilgili telif hukukundan kaynaklı olacak. Türkiye’de eser niteliğini haiz varlıklar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunuyor. Dolayısıyla FSEK kapsamında bir telif hakkının varlığından bahsedilmesi için, öncelikle FSEK açısından bir telif eserin varlığından söz etmek gerekecektir. NFT’ler günümüzde yaygın kullanımları açısından resim, çizim, video ve hatta avatarlar gibi farklı dijital içeriklere erişim ve bu içeriklerin transferi ve farklı platformlarda listelenmesi gibi farklı işlevleri haizdir. Doktrinde genel kabul gören görüşe göre NFT’lerin FSEK kapsamında öngörülen şartları taşıması halinde eser olarak kabul edilebileceği belirtiliyor.
Dolayısıyla, NFT’ler halihazırda yasa koyucu tarafından yasal düzenlemeler kapsamında regüle edilmediği için ve halihazırda NFT’lerin mevcut durumu dikkate alındığında aslında tweet gibi gündelik hayatta hiçbir önemi olmayabilecek bazı dijital varlıkların NFT olarak yaratılması halinde ekonomik olarak belirli bir değer kazanabileceği dikkate alındığında, uyuşmazlık halinde de lege ferenda gereği hâkim tarafından hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde taraflar arasındaki menfaat dengesi gözetilerek çözümlenmesi en doğru yöntem olacaktır.
Teknik açıdan isteyen herkesin kendisine veya başkasına ait bir içerik üzerinden NFT oluşturabilmesi mümkün olduğundan, özellikle blokzincir teknolojisine yönelik ilk uyuşmazlıkların özellikle bu alanda yaşanması ve gelecekte artması kanımızca olası görülmektedir. Özellikle günümüzde 2021 yılından itibaren başkalarına ait eserler üzerinde onlardan izin alınmaksızın NFT oluşturulması ve yaratılan bu NFT’lerin sergilenerek diğer üçüncü kişilerce ilgi görmesi ve hatta astronomik rakamlarla NFT’lerin devri bu kanımızı güçlendirmektedir.” şeklinde konuştu.