Bu yıl ikincisi düzenlenen ve “Oyunun Kuralları Değil, Kendisi Değişti” temasıyla gerçekleştirilen “Dijital Türkiye Konferansı”nın ardından TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim basın mensuplarıyla buluşarak bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi.
TÜSİAD’ın dijital dönüşüm alanında sürdürdüğü projeler ve yaptığı çalışmalara dair güncel bilgilerin paylaşıldığı toplantıda Dijital Türkiye Konferansı değerlendirilerek, Geleceği İnşa başlıklı rapor ve Mayıs 2021’de duyurusu yapılan İşim Gücüm Geleceğim projesinin güncel durumu paylaşıldı.
Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının önemini vurgulan Serkan Sevim şu ifadeleri kullandı:
“Yeni nesil teknolojilerin hızlı yükselişiyle birlikte iş yapış biçimlerinde olduğu gibi geleceğin mesleklerinde de köklü bir dönüşüm süreci yaşanıyor, dolayısıyla ihtiyacımız olan beceri ve yetkinlikler de eş zamanlı olarak dönüşüyor. Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının varlığı dijital dönüşümde itici bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bir başka deyişle, dijitalin hammaddesi yetkin insan. AB 2030 Dijital Vizyonu – Dijital Pusula hedefleri içinde Avrupa’da mevcut durumda 7,8 milyon olan bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çalışan uzman sayısının 20 milyona çıkarılması öngörülüyor. Genç ve dinamik nüfusumuzu ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz. Bununla beraber iş dünyası olarak, üniversitede okuyan gençlerimize daha okulda okurken iş imkanları sağlamalı ve onların eğitimlerinde aktif olmalıyız. Özellikle bilgi iletişim teknolojileri alanında uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması ile sanal beyin göçü, dijital yetkinlik sahibi insan kaynağı sıkıntısı yaşayan iş dünyasını daha da zorlayan bir konu haline geldi. Günümüzdeki uzaktan çalışma fırsatını kullanabilen şirketler olarak Anadolu’nun her noktasındaki gençlerimize ulaşmalıyız. Hata yapmalarına ve öğrenmelerine olanak sağlamalıyız. Bu yaklaşımımızı tüm Türkiye teknopark olsun diyerek özetleyebilirim. Açmak gerekirse, Ar-Ge kültürünün yaygınlaştırılması, Ar-Ge teşvikinin uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde yüzde yüz ve süresiz uygulanması önemli. Ancak bu şekilde iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun gençleri eğitebilir, onlara daha fazla umut verebiliriz. Aksi halde, yetkinlik gerektiren pozisyonlardaki insan kaynağı açığını kapatma şansımız son derece güç olacak.”
Dijital rekabet her geçen gün artarak devam ederken dijital dönüşüm küresel ekonomik büyümeyi tetikleyen en önemli faktör haline geldi.
- Dünyadaki en büyük 10 şirketten 8’ini dijital teknolojileri geliştiren şirketler oluşturuyor.
- Araştırmalara göre, 2030’a kadar potansiyel verimlilik artışının %60’ının dijital teknolojilerden kaynaklanacağı öngörülüyor.
- Bulut bilişim, nesnelerin interneti, 5G, yapay zeka, blok zincir gibi yeni nesil teknolojilerin kullanımı geleneksel iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Bulut bilişimi sadece bir altyapı platformu olarak görmekten ziyade bu platform üzerinde dikey uygulamaların da hayata geçirilmesi bekleniyor.
- Artırılmış gerçeklik ile dönüşen müşteri deneyiminin önemi artarken beraberinde siber güvenlik teknolojisi ön plana çıkıyor.
- Yapay zeka sektörünün 2027’de 2019’a kıyasla 10 kat büyüyeceği öngörülüyor.
- Şu an daha çok kripto paralar ve NFT ile hayatımızda olan blok zincir teknolojisinin kimlik doğrulama, fikri mülkiyet gibi kullanım senaryolarının yaygınlaşacağı tahmin ediliyor.
- Batılı ülkelerin dijital teknolojilerin kullanımıyla operasyonel maliyetleri azaltarak verimlilik artışını sağladığı bu süreçte sanayi üretimini de yeniden artırdığı gözlemleniyor. Otomasyon ile birlikte katma değerli servislerin artırılması hedefleniyor. Almanya’da toplam nüfusun %1’i IT piyasasında çalışırken Türkiye’de bu oran ‰3 seviyesinde. Ar-Ge kültürünün yaygınlaştırılması, Ar-Ge teşvikinin uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde yüzde yüz ve süresiz uygulanması önemli.
- Avrupa Birliği’nin iki ana önceliği bulunuyor: yeşil ve dijital dönüşüm. Bu iki hedefi birbirinden bağımsız düşünmemeli; aksine birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görmeliyiz. Dolayısıyla, küresel eğilimleri kendi stratejisine çabuk entegre edebilen şirketler ön plana çıkacak. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin de dijital dönüşüme katılması bu süreçte önemli.
- Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyaç ise her geçen gün artıyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişinin yazılımcı olarak sektöre katıldığı ölçümleniyor. Bilişim sektöründe yazılımcı olarak aranan aday sayısı ise yıllık 110 bin civarında. Bu sayı pandemi ve uzaktan çalışma koşullarının çarpan etkisiyle artmaya devam ediyor. Genç dinamik nüfusu ve coğrafi konumuyla Türkiye merkezi bir hub konumunda yer alıyor. Dolayısıyla, mevcut ve potansiyel çalışanlarımıza yeni yetkinliklerin kazandırılması son derece önemli.
TÜSİAD İşim Gücüm Geleceğim Projesi
Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmenin iş ve iş gücüne etkisiyle ortaya çıkan geleceğin iş ortamı ve dijital çağın mesleklerine bugünden hazır olmak amacıyla Türkiye’nin mevcut ve potansiyel bilişim profesyonelleri için ücretsiz online eğitim platformu İşim Gücüm Geleceğim projesi hayata geçirilmiştir.
“İşim Gücüm Geleceğim” ile yeni nesil teknolojiler odağında, öğrencilerin ve genç profesyonellerin ücretsiz online eğitim platformu aracılığı ile dijital yetkinliklerinin ve becerilerinin geliştirilmesi ve dört yılda yüz bin kişiye aranılan uzmanlık alanlarında eğitim verilmesi hedeflenmektedir.
- 31 Mayıs 2021’de lansmanı yapılan proje çerçevesinde eğitimler 7 ana başlıkta odaklanmaktadır:
- Veri Bilimi
- Yazılım Geliştirme
- Veri analizi ve Görselleştirme
- Bulut Çözümleri
- Mobil Uygulama Geliştirme
- Yapay Zekâ
- Siber Güvenlik.
- Platforma kayıtlı kullanıcı sayısı hali hazırda 7500’e yaklaşmıştır. Eğitim içeriklerinin artırılması ve daha fazla gence ulaşılması projenin başlıca hedefleri arasında yer almaktadır.
- TÜSİAD İGG projesi yaygınlaştırma faaliyetleri kapsamında daha fazla gence ulaşabilmek ve kariyer yolculuklarında rehberlik edebilmek amacıyla TÜSİAD İGG Youtube Projesi hayata geçirilmiştir. Alanında öncü isimlerin geleceğin beceri ve yetkinlikleri odağında fikir ve deneyimlerinin dinlenmesi amaçlanmaktadır.
- Teknoloji influencer iş birliği ve platforma kayıtlı kullanıcıların sertifika bazlı sınıflandırılmasını sağlayabilmek amacıyla algoritma çalışması devam etmektedir.
Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim ve Kurumlar Raporu
TÜSİAD’ın 50. Yılı projesi olarak hazırladığı, Türkiye’nin geleceğinin inşasında benimseyeceği yeni kalkınma anlayışı için bir yol haritası önerisi içeren “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” adlı çalışma 19 Ekim 2021 tarihinde kamuoyuna tanıtıldı.
Günümüzde refahın en önemli belirleyicisi maddi olmayan kaynaklardır. Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın olmazsa olmaz üç temel unsuru:
- İnsani gelişme ve yetkinleşme
- Bilim, teknoloji ve inovasyon
- Siyasal, ekonomik, toplumsal kurumlar ve kurallardır.
Bu çalışmada sunulan yeni anlayış; geleceğimizi “insani gelişme ve yetkinleşme”de, “bilim, teknoloji ve inovasyon”da ve “kurum ve kurallar”da sağlanacak gelişmeyle inşa etmeye dayanmaktadır.
105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analize göre; bu üç unsurdaki konumumuzu OECD ortalamasına çıkarmak için gereken adımları atarsak, 20 yıl içinde kişi başı millî gelirimizi USD bazında mevcut seviyesinin 3 katından fazla olan 30 bin USD seviyesine yükseltebileceğiz. Bu alanlarda mevcut eğilimin devam etmesi hâlinde ise ancak 14 bin USD seviyesine ulaşabileceğiz.
Bu üç unsurda atılacak adımlar ile varmayı hedeflediğimiz;
- Ekonomik istikrara, öngörülebilir yatırım ortamına, düşük enflasyona ve güçlü makro ekonomik dengelere sahip, istihdam yaratan, sürdürülebilir büyümeyle kişi başı geliri yüksek, gelişmiş bir Türkiye,
- Uluslararası alanda diplomasi ve iş birliğiyle rol model olan, AB entegrasyonu başta olmak üzere Batı dünyası ile ilişkilerini güçlendiren, uluslararası hukuka ve sözleşmelere bağlı, saygın bir Türkiye,
- Gelir adaletini tesis eden, bölgesel farklılıkları gideren, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan, dil, din, mezhep, ırk, köken ayrımı olmadan herkesin eşit ve özgür yaşadığı, toplumda hiçbir kesimi kalkınma sürecinde geride bırakmayan, adil bir Türkiye,
- Ekosistemin dengesini gözeten, karbon nötr kalkınmayı başaran, gelecek kuşaklara yeşil ekonomik dönüşümü içselleştirmiş bir yönetişim sistemi sunan, çevreci bir Türkiye’dir.
Gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye’yi yeni bir anlayışla “insani gelişme ve yetkinleşme”, “bilim, teknoloji ve inovasyon”, “kurum ve kurallar” unsurlarında atacağımız eş zamanlı adımlarla inşa edebiliriz. Raporda bu üç unsurda atılması gereken adımlara yer veriliyor. Bunlar içerisinden teknoloji, inovasyon ve dijital dönüşümle ilgili olarak öne çıkan mesajlar şöyledir:
- Eğitim müfredatı özgür, yaratıcı, eleştirel düşünebilen bireyler yetiştirecek biçimde düzenlenerek 21. yüzyılın gerektirdiği üst düzey bilişsel, sosyal ve duygusal beceriler kazandırılmalı.
- İşgücü piyasasında dijital dönüşümle gelişen yeni çalışma biçimlerine çalışanların uyumu kapsamında gereken dijital beceri eğitim programları ve uzaktan çalışma yönteminin gerektirdiği teknolojik altyapı sağlanmalı.
- Bilimsel araştırma ve inovasyon çalışmalarında dijital ekonomi ve yeşil ekonomi alanlarında ulusal kapasitenin geliştirilmesine yoğunlaşılmalı.
- Eğitim sistemi bilim ve teknolojiyi geliştirecek olan donanımlı, özgür ve yaratıcı düşünen araştırmacıların yetişmesine uygun hale getirilmeli; üniversite yönetişim modeli bilimsel özgürlüğü, özerkliği ve hesap verebilirliği garanti edecek biçimde geliştirilmeli.
- Dijital dönüşümü hızlandırmak için altyapı geliştirilmeli, dijital okuryazarlığı toplumun tüm kesimlerine kazandırılmalı, dijital dönüşümün en önemli itici gücü konumunda olan yazılım sektörünün gelişmesi için mevcut mevzuat ve destekler sektörün özgün yapısına uyumlandırılmalı.
- Nitelikli bilimsel araştırma ve inovasyon çalışmalarına ayrılan kaynaklar, başta bilişim alanında olmak üzere özel sektör Ar-Ge harcamaları artırılmalı ve bu kaynaklar etkin kullanılmalı.
- İnternete erişim konusunda özgürlükçü bir yaklaşımı benimserken kişisel verilerin gizliliği ve güvenlik konusunda önlemler alınmalı.
- Teşviklerin karmaşık yapısı basitleştirilerek etkinliği artırılmalı ve destek mekanizmaları yoluyla Ar-Ge’nin ürünleştirmeye, ticarileştirmeye, markalaştırmaya, ürün sofistikasyonuna yansıması sağlanmalı.
- Akıllı şehirler hedefi doğrultusunda veri iletim altyapısı güçlendirilmeli; özel sektör, kamu ve Ar-Ge merkezleri arasındaki iş birlikleri en etkin şekilde geliştirilmeli.
- Sanayi politikası ile bilim ve teknoloji politikaları arasında ilişki kurulmalı, bu çerçevede üniversite-sanayi-kamu iş birlikleri en etkin şekilde geliştirilmeli.
- Girişimci dostu düzenleyici bir çerçeve geliştirilmeli; finansman kaynakları çeşitlendirilmeli ve derinleştirilmeli, yenilikçi girişimciler desteklenerek ve teknoloji geliştirme ve üretme süreçlerinde ana sanayi, yardımcı sanayi, üniversiteler, danışmanlık şirketleri, KOBİ’ler, girişimler ve diğer paydaşlar arasında etkin koordinasyon sağlanmalı.