Pandemi belki de hayatta bir defa karşılaşabileceğimiz kadar nadir bir durum. Tüm dünya pandemiden çok fazla şey öğrendi, ama belki de en önemlisi bu olağan üstü zor süreç bize öngörülmeyeni de hesaba katmak gerektiğini öğretti. Her durumda, 2022’nin en büyük yeniliği, henüz hiçbir kurumun gündemine dahi gelmeyen bir konu bile olacak olsa, modernleşmenin ardındaki ivmenin giderek küreselleşen ve birbirine bağlı bir iş ortamında büyümeye devam edeceği kesin. Bununla birlikte tedarik zinciri alanındaki zorluklar, iklim değişikliği, veri gizliliği ile ilgili düzenlemelerin yaygınlaşması ve hatta finansal durgunluk gibi önemli küresel sorunları ele alan endüstriler arasında önemli aksamalar ve yenilikler görmek de şaşırtıcı olmayacak.
2022’de dijital hayatın her alanını ele geçirecek. İster bir kıyafet satın almak ister bir egzersize katılmak veya çocuk bakımı işinizi organize etmek olsun, yaptığımız her şey bir tür dijital etkileşim gerektirecek. IDC’ye göre, insanların günlük dijital temelli ortalama etkileşim sayısı bu yıl 750 idi, bu sayı 2029’a kadar 5 bine yükselecek.
Bu bağlamda kurumların BT ve geliştirme ekiplerinin hem kendi organizasyonlarına hem de tüketicilerin yaşadığı dijital dünyaya güç vermesine yardımcı olacak yeni ve gelişmekte olan teknolojilere yatırımları artarak sürecek. İş dünyasının odağında hızla dijitalleşen ekosisteme ölçeklenebilirlik, çeviklik ve uyarlanabilirlik sağlayan teknolojilerin benimsenmesi olacak.
Kurumsal uygulamalar için tasarlanan modern veri tabanlarının lideri Couchbase, 2022’de BT endüstrisini şekillendirmeye yardımcı olacak teknoloji trendlerini ve öngörülerini sektörle paylaştı.
Edge 2.0 ile bilgi işlemde daha dağıtık yapıların yaygınlaşacağı bir gelecek mümkün
Yeni nesil edge(sınır) bilişim işlem sayesinde 2022’de dağıtık bilgi işlem mimarisi yaygınlaşacak. Günümüzde mobil uygulamalardan fabrika zemin sensörlerine kadar, tüm cihazlara mümkün olduğunca fazla bilgi işlem gücü ile veri toplamalarını ve kendi başlarına karar vermelerini sağlama konusunda ciddi bir eğilim var. Bunun IoT alanında mümkün olduğunu şimdiden görüyoruz, “Edge 2.0” ise bu alandaki gelişmeleri bir adım öteye taşıyacak.
Şu anki teknoloji ile sınır bilişim sistemlerinin, merkezi bir sunucuya bağlanmak için harici bir cihaza ihtiyacı var. Örneğin bir uzaktan izleme sistemi, bilgileri kendi başına derleyebilse de, aslında arka planda tüm işi yapan bulut veya veri merkezi servisidir. Edge 2.0’ın dağıtık ağ yapısı ve merkezi olmayan bulut altyapısı ile cihazların merkezi bir sunucu olmadan çalışması mümkün olacak. Bağlantı tamamen ortadan kalkacak. Bu sayede ağ, tamamen çevrimdışı çalışan ve birbirleriyle iletişim kuran cihazları görebilecek. En nihayetinde buluta ulaşmaları gerektiğinde, daha dağıtık bulut altyapılarının daha az kaynak kullanıldığı görülecek ve bu da değerini artıracak.
Mikro hizmetleri benimsemenin zorlukları ön planda olacak
Daha fazla kurum, geniş ölçekte kullanıldığında mikro hizmetlerin yapılarının ne kadar karmaşık olduğunu anlamaya başlayacak. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde dilden bağımsız dağıtılabilir mikro hizmetlerden daha küçük bir ölçekte yararlanılacak. Geliştiriciler her bir modüle dikkat edecek, mikro hizmetlerin birim olarak test edilebilir ve bağlı olduğundan emin olacak. Bu şekilde, bir mikro hizmet başka veri türlerine dayanıyorsa ve modelin değiştirilmesi gerekiyorsa, diğer mikro hizmetler bundan etkilenmeyecek. Test etme, planlama, ayrıntılara dikkat etme, her bileşenin özerk olmasını sağlama ve tüm geliştiricileri uygun mikro hizmet yaklaşımları konusunda eğitme, başarılı bir şekilde benimsemenin anahtarları olacak.
Blockchain ve Web 3.0 yeni dinamik deneyimlerin kilidini açacak
Önümüzdeki dönemde giderek daha fazla kurum uygulama geliştirirken, blockchain teknolojisini, özellikle Ethereum’u kullanacak. Geliştiriciler, dinamik ve etkileşimli uygulamalar oluşturmak için halihazırda aşina oldukları teknolojilerle (örn. JavaScript, TypeScript) birlikte Solidity gibi programlama dillerini kullanacaklar. Web 3.0’ın ortaya çıkmasıyla birlikte, blok zinciri ile çalışmak, makine öğreniminin benimsenmesine benzer şekilde, her geliştiricinin birkaç yıl içinde kullanacağı bir araca dönüşecek.
Aşamalı web uygulamaları geliştirmek, kurumlar için bir öncelik olmaya devam edecek. Bu, son kullanıcı cihazlarında web sitelerini ziyaret ederken yerel uygulama benzeri bir deneyim sağlamak da dahil olmak üzere, web 3.0 yetenekleri göz önünde bulundurularak yeni uygulamalar tasarlamak anlamına geliyor. Buna ek olarak, son kullanıcılar, internet bağlantısı olduğunda otomatik olarak güncellenecek olan telefonunuzdaki yerel bir veritabanına veri kaydeden kurumlarla çevrimdışı uygulamalarla etkileşime girebilecek.
Yapay zeka 2.0 karar verme süreçlerini kolaylaştıracak
Uzun yıllardır hayatımızda olan yapay zekanın zaman zaman abartıldığını düşünebilirsiniz. Ancak gelecek yıl bu değişecek ve yapay zekanın yeni sürümü ile bu teknoloji hayatımızda daha karmaşık işlerin üstesinden gelecek bir rol üstlenecek.
Tekrarlayan görevleri otomatize ederek operasyonları düzene sokma işini halleden yapay zeka 1.0’ın ardından yeni sürüm, yapay zekanın becerilerini yeni bir seviyeye taşıyacak. 2022’de daha iyi ve daha bilinçli kararlar almamıza yardımcı olmak için birçok süreçte insan katılımının azaldığına şahit olacağız. Yapay zeka, devasa veri kümelerini saniyeler içinde analiz edebilecek, potansiyel eylem planlarını belirleyebilecek ve son kullanıcılara daha akıcı bir karar verme süreci sunabilecek.
Tabii bu durum verilerle de desteklenecek. Yapay zeka 2.0, İnsanların manuel olarak yönetebileceğinden çok daha fazla büyük miktarda veri yaratacak. Sonuç olarak, işletmeler veri yönetimi konusunda özerk bir yaklaşım için çalışmaya devam edecekler. Bu da makinelerin, insanların karar verme süreçlerine daha fazla yardımcı olmak için yapay zeka tarafından oluşturulan verileri ele alacağı anlamına gelecek. 2022’de yapay zeka konusunda hesap verebilirlik de daha fazla öne çıkacak. Yapay zekaya daha fazla güvenmeye başladığımızda, kararlarını neden ve nasıl verdiği daha faz sorgulayacağız.
Geliştirici ilişkileri için yeni fırsatlar ortaya çıkacak
Geliştirici İlişkileri henüz çok yeni bir alan. Dolayısıyla bu konuda geleceğin neler getirebileceğini şimdiden söylemek zor. Bu noktada bir geliştiricinin ürün ve pazarlama kararlarına bakış açısı getirme konusunda DevRel çok önemli bir pazarlama tekniği olarak öne çıkıyor. Öte yandan geliştiricilerin şirketlerin karar verme politikaları üzerinde büyük bir etkisi vardır, çünkü sonuçta alınan kararlarla yaşamak zorunda olanlar onlardır. Birçok kişi DevRel’i bir tür geliştirici pazarlaması olarak görüyor. Couchbase ise burada iki yönlü bir fırsat görüyor: İlki geliştiricileri dinlemek, diğeri ise onların geri bildirimlerini rehber olarak kullanmak. Birçok DevRel ekibinin bu alanda eksiklerinin olması ve genellikle gelen iletişim yerine giden iletişime çok fazla odaklanmaları nedeniyle DevRel, gelecekte daha fazla üzerinde durulması gereken konuların başında geliyor.
Birleştirilebilir BT, modern işletmeler için bir gereklilik olacak
Yazılım tanımlı bileşenlerden yararlanan birleştirilebilirlik, temel altyapıyı yönetme ile iş yükündeki değişikliklere dayalı olarak sunucu, depolama ve bağlantı gibi fiziksel varlıkları yeniden yapılandırma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Birleştirilebilir BT ile kuruluşlar, uygulamalarını veya hizmetlerini birden çok buluta, şirket içine ve uca kadar yayabilen tek bir birleşik kontrol merkezi aracılığıyla yönetebiliyor. Bu nedenle, günümüzün küresel olarak dağıtılmış kurumları, yalnızca şirket içi altyapıları için değil, aynı zamanda çoklu bulut ve sınır bilişim tedariki için de birleştirilebilirlik kavramını benimseyecek.
Mimarilere ve nasıl geliştiklerine bakıldığında, kurumlar monolitik mimarilerden iyi tanımlanmış arayüzlere sahip bileşen parçalarından uygulamalar ve altyapılar oluşturmaya doğru hareket edecekler. İş hedeflerine ulaşmak için teknoloji yığınlarının altyapısını oluşturmaya gelince, işletmeler çeviklik ve basitlik hakkında düşünmeye devam edecekler. Bu nedenle şekillendirilebilir yani değiştirilebilir yapı taşlarından oluşan işletmeler ve uygulamalar kavramı önemli bir trend olacak.