Perakende sektörü gerek pandemi gerekse teknolojik gelişmeler nedeniyle hızla dijitale evrimini sürdürüyor. Yapılan çalışmalar sektörün hızla değiştiği ve bir dönüm noktasını geride bıraktığını gösteriyor. E-ticaretin, tüketicilere sunduğu kolay alışveriş imkanı, ürün çeşitliliği, fiyat uygunluğu ve zaman tasarrufu gibi kritik faktörler de sektörün her geçen gün daha da büyümesine katkı sağlıyor. Shopify tarafından yapılan bir araştırmaya göre göre, 150 milyondan fazla kişi ilk online alışverişlerini 2020’de pandemiyle birlikte gerçekleştirdi. Fransa, Kanada, Avustralya, Birleşik Krallık ve diğer bazı ülkelerde büyük bir çevrimiçi alışveriş patlaması yaşandı. Bu ülkelerdeki tüketicilerin %6’sı ilk kez internetten alışveriş yaptı. Türkiye’de de geçtiğimiz yıl e-ticaret harcamaları TÜBİSAD raporuna göre yüzde 45 büyüdü ve pazaryeriyle satış yapan işletme sayısı 2019’a göre 4 katına çıktı. Bu bağlamda hızla büyüyen e-ticaret sektörü ilerleyen dönemlerde de sınırların tamamen ortadan kalktığı bir yapıya dönüşecek ve e-ticaret hayata değer katmaya hızla devam edecek.
Daha fazla firma e-ticaret ve e-ihracata yönelecek
Birkaç yıl içerisinde daha fazla şirket, KOBİ ve girişim faaliyetleri, e- ticaret ve e-ihracat gibi alanlara yönelecek ve bu sektörde rekabet daha da yoğunlaşacak. E-ticaret ve e-ihracat alanının önemli oyuncularından Brendfoni’nin İş Geliştirme Direktörü Nicat Ahmadov, yeni teknolojilerin gelişmesi ve yeni pazar yerlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte şirketlerin, girişimlerin, KOBİ’lerin ve e-ticaret markalarının keşfedecekleri birçok fırsat olduğuna dikkat çekerek, 2022 yılında ve devamında e-ticaret sektöründe etkisini artıracak trendleri değerlendirdi. Ahmadov yaptığı açıklamada şirketlerin e-ticareti ve bu doğrultuda e-ihracatı nasıl ele almaları gerektiğini ve yabancı pazarlarda nasıl rekabet edilebileceğini şöyle aktarıyor:
Teknoloji Destekli Çok Kanallı Strateji
Şirketlerin çok kanallı bir strateji izleyip çevrimiçi ve çevrimdışı olarak tüketiciye her alanda ulaşmaları büyük önem arz ediyor. Sosyal medyanın her geçen gün artan kullanıcı sayısı ve potansiyel müşteri sayısı dikkate değer olsa da sadece sosyal medya içerisinde aktif olarak yer almak tüketiciye ulaşmak adına her zaman yeterli değil. Yapılan çalışmalar tüketicinin çoğu zaman sosyal medyadan ürün satın alma konusunda rahat olmadığını ortaya koyuyor. Bu noktada tüketicinin istediği ürünü farklı ve güvendiği bir platform üzerinden de erişebiliyor olması satın almak davranışlarını büyük oranda etkiliyor. Ayrıca şirketlerin mevcut tüm satış kanallarını kullanmaları değişen müşteri taleplerine ayak uydurmalarına ve daha çevik hareket edebilmelerine ve daha fazla kitleye ulaşmalarına olanak tanıyor. Ayrıca chatbot araçları eklemek, müşteri hizmetleri iş yükünün hafifletilmesine, müşteri deneyiminin iyileştirilmesine ve çok yönlü bir müşteri deneyiminin yaratılmasına katkı sağlayabilir.
Ödeme Yöntemlerinin Çeşitliliği
Müşteri memnuniyeti küçük şeylerde yatıyor. Müşterilerine birden fazla ödeme seçeneği sunan e-ticaret ve perakende şirketlerinin, satış oranlarını ve müşteri memnuniyetini artırma olasılığı daha yüksek oluyor. Müşterilerin istedikleri şekilde ödeme yapmalarına ve basit bir şekilde satın alma işlemini yapabilmeleri hayati önem taşıyor. Emarketer raporuna göre, dünya genelinde 2025 yılına kadar online alışverişlerde tüm satın alımların yüzde 50’sinden fazlası akıllı telefonlar üzerinden gerçekleştirilecek. Bu noktada satın alma davranışının basit bir şekilde bir telefon üzerinden gerçekleştirilmesi için kredi kartı, banka havalesi, PayPal, ApplePay ve GooglePay gibi alternatif ödeme yöntemlerinin yanı sıra çevrimiçi işletmenin kripto ödemelerini kabul etmeye başlayıp Bitcoin, Ethereum gibi seçeneklere de yer verilmesi büyük önem taşıyor. Elbette hizmet verilen ülkenin kanuni düzenlemeleri de bu alternatiflerin hayata geçirilmesi odağında önem taşıyor. Ayrıca Z Kuşağı’nın diğer kuşaklara göre daha çeşitli ödeme seçenekleri kullandığı da bilinen bir gerçek. Ödeme tüm alışveriş sürecindeki son adımdır ve tercih edilen ödeme yöntemlerinin olmaması satın alma davranışının sekteye uğramasına neden olabilir.
Hiper Kişiselleştirilmiş Müşteri Deneyimi
Bir müşterinin çevrimiçi alışveriş deneyimini kişiselleştirmek, onları memnun etmenin anahtarı olarak biliniyor. Tüketiciler, ihtiyaç duydukları ürünleri bulmak için daha kişiselleştirilmiş bir deneyime değer veriyorlar. Kötü ürün tavsiyelerinin bir sonucu olarak, çevrimiçi alışveriş yapanların belirli sitelerden tamamen uzak durması olasılıklar arasında yer alıyor. Accenture tarafından yapılan araştırmalar, tüketicilerin yüzde 91’inin müşterilerin tercihlerini bilen ve benzersiz, bireyselleştirilmiş teklifler sunan markalarla etkileşim kurma olasılığının daha yüksek olduğunu belirtiyor. E-ticaret platformunuzun, müşterilerinizin deneyimlerini uyarlamanıza olanak sağlamak için temel kişiselleştirme araçları sunması gerekiyor. Bu noktada Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi, müşterinin alışveriş geçmişine dayalı olarak alışveriş alışkanlıklarını tahmin etme konusunda oldukça tercih edilen bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Artırılmış Gerçeklik
E-ticaret web tasarımında artırılmış gerçekliğin kullanılması, tüketicilere kendi ortamlarından ürünlerle gerçek zamanlı etkileşim kurmalarına olanak tanıyan sürükleyici bir deneyim sunuyor. Çalışmalar artırılmış gerçekliği (AR), müşterilerin fiziksel mağazalar ve çevrimiçi alışveriş deneyimleri arasında hissettikleri boşluğu doldurduğunu ortaya koyuyor. Google tarafından yapılan bir tüketici anketi, insanların %66’sının alışveriş yaparken yardım için artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanmakla ilgilendiğini ortaya koyuyor. Google araştırması ayrıca 10 kişiden 6’sının “bir ürünün hayatlarının neresine ve nasıl dahil edebileceğini görselleştirmek istediğini söylediğini” belirtiyor. E-ticarette artırılmış gerçeklik teknolojisinin önemi her geçen gün artıyor ve müşterilerin güvenli satın alma kararları vermelerine olanak tanıyor.
E-ihracatta Pazar yerlerinin gücü artacak
Dijitalleşme adımları ciddi bir yatırım isteyen ve zaman alan süreçleri kapsıyor. Nicat Ahmadov bu noktada 2022 yılında pazaryerlerinin daha fazla talep göreceğine de dikkat çekiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şirket/marka olarak daha hızlı geri dönüş almak ve daha kolay bir şekilde yabancı pazarlara adım atmak istiyorsanız takip edebileceğiniz bir adım daha var. İlgili ülkelerin ciddi trafik yoğunluğuna sahip en büyük pazaryerleri ile iş birlikleri yapmak bu noktada değer taşıyacaktır. Örneğin; Amazon, Etsy, Allegro, Cdiscount, Tmall, Zalando, Aliexpress gibi platformlar üzerinden ağırlıklı olarak Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu pazarlarına, Azerbaycan ve BDT bölgesine ise Brendfoni gibi markalarla çalışmak ilgili pazarlara ulaşmanın en kestirme yolu olabilir. Burada hem kendi sitenize yatırımı sürdürürken olası pazaryeri entegrasyonu da size gelir elde etmede ve markanızı tanıtmada büyük fayda sağlayacaktır”.