Trend Micro, dünyanın 10 yıl sonra nasıl olacağını gösteren ve güvenlik sektörünün değişen siber suçlara karşı nasıl yanıt vermesi gerektiğine ışık tutan bir rapor ve durumun daha iyi anlaşılması için bir video dizisi hazırladı.
2030 yılında bağlanabilirlik, hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde günlük yaşamı her yönden etkileyecek. Siber saldırganlar, her zaman olduğu gibi teknolojik inovasyonları kullanmaya devam edecek ve siber saldırılar evrilmeye devam edecek.
Project 2030 çalışmasının 2030 yılında ne olacağına dair kesin bir vizyon olmadığını, ne olabileceğine dair düşündürücü bir yaklaşım olduğunu belirten Trend Micro Güvenlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Rik Ferguson, “Project 2030 çalışmamız mevcut teknolojilere ve trendlere dayalı olarak makul bir geleceği detaylarıyla aktarıyor. Bu olası geleceğin güvenlik sektöründe tartışmaları ateşleyeceğini ve toplumun daha geniş bir kısmında güvenlikle ilgili farkındalık oluşturacağını umuyoruz. Gelecek senaryolarını dikkatlice öngörerek hükümetlere, işletmelere ve bireylere önümüzdeki 10 yılda karşılaşabilecekleri siber zorluklara karşı hazır olmanın bir yolunu sunabiliriz” dedi.
Çalışma, 2030 yılına kurgusal vatandaş, işletme ve hükümet gözüyle bakıyor. Gelişen siber tehditlerin insanların hayatını ve güvenlik paydaşlarını nasıl etkileyebileceğine dair ayrıntılı bir analiz sunuyor.
Çalışmada yer alan dikkat çekici bulgular şöyle:
- Yapay zeka araçları, siber suçları herhangi bir teknik beceriye sahip olmayan bireyler arasında yaygınlaştırıyor
- Siber saldırılar, tedarik zincirlerinde kaosa neden oluyor ve siber implantlar aracılığıyla insanlar üzerinde fiziksel zarara neden olabiliyor
- Sosyal mühendislik ve yanlış bilgiler, her yerde bulunan ekranlar aracılığıyla sunulduğunda daha içgüdüsel ve görmezden gelinmesi daha zor hale geliyor
- Büyük IoT (MIoT) ortamları, üretim, lojistik, ulaşım, sağlık, eğitim, perakende sektörlerini ve evleri hedef alan sabotaj ve şantaj saldırılarını cazip hale getiriyor
- Yapay zeka ile desteklenen şaşırtmacalar, ilişkilendirmeyi neredeyse imkansız hale getirerek güvenlik sektörünün olaylara müdahaleye ve uç noktalarda kimlik ve erişim yönetimine yoğunlaşmasına neden oluyor
- 5G ve 6G kapsama alanlarının genişlemesi daha karmaşık ve hassas saldırılara yol açıyor
- “Hizmet Olarak Her Şey”, bulut sağlayıcılarını siber saldırganlar için son derece kazançlı hedeflere dönüştürüyor
- İşyerlerinde gözetim ve takip araçlarını bozmaya yönelik araçlar için gri pazarlar ortaya çıkıyor
- Tekno-milliyetçilik, dünyanın en güçlü uluslarından bazılarının en önemli jeostratejik araçlarından biri haline geliyor ve uluslar arasındaki uçurum daha da genişliyor.
Siber güvenlik fütüristi Dr. Victoria Baines, “Modern teknolojilerde yaşanan katlanarak büyüme, gelecek için bol miktarda olanağın yanında çeşitli siber güvenlik zorluklarını da beraberinde getiriyor. Bu senaryolar ve bunlarla ilişkili tehditler, siber güvenlik ve iş düzenlemelerinde değişiklikler gerektirecek. Siber güvenlik sektörü, her şeyin birbirine bağlı ve risk altında olduğu bir geleceğe hazır olmak için hem teknoloji hem de eğitim alanında yenilikler ve geliştirmeler yapmalı” dedi.
Trend Micro daha önce 2012 yılında “Project 2020” raporunu hazırlamış ve büyük ilgi görmüştü. Bu çalışmanın devamı olan “Project 2030”, açık kaynaklı araştırmalar, tehdit ortamı raporlarından, bilimsel özetlerden, patentlerden, yalnızca davetiye yolu ile katılım sağlanabilen çevrimiçi bir anketten ve bir CISO araştırmasıyla oluşturuldu. Daha iyi anlaşılabilmesi, ilgi çekici ve eğlenceli olması için çalışma dramatize edilerek bir video dizisi haline getirildi. “Project 2030” çalışması, bireylerin ve işletmelerin yeni gerçeklere nasıl uyum sağlamaları gerektiği konusunda düşünmelerini sağlamayı amaçlıyor.