Son birkaç yıldır kişisel verilerin korunması, regülasyonlarla birlikte iş dünyasının gündemini meşgul eden önemli konular arasındaydı. Konu, tüketicinin gündemine ise mesajlaşma uygulamasının kullanıcı sözleşmesi güncellemesini zorunlu tutmasıyla 2021’in Ocak ayında girebildi. WhatsApp, bağlı olduğu şirket Facebook’la bilgi paylaşımına izin istediği tüketiciye, başka seçenek sunmayınca Türk halkı tepkisini gösterdi.
Hitay Holding çatısı altındaki Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight tarafından yapılan araştırmada, WhatsApp’ın kullanıcı sözleşmesine onay verildiği takdirde Türk halkının yarısının kişisel verilerinin ihlal edileceğini düşündüğünü ortaya koydu. Her 4 kişiden 1’i bundan sonra her hareketinin izlenecek olmasından endişe duyuyor. İzlenme endişesi duyanlar; konum, hesap, finans ve cihaz bilgilerinin yanı sıra yazılı, görüntülü ve sesli tüm mesajlaşmalarının da mahremiyetinin kaybolacağını düşünüyor. Bu nedenle uygulamayı kullananların yüzde 44’ü şimdiden yerli mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya başladığını belirtti. Sözleşmeyi henüz onaylamayanların yüzde 42’si onay vereceğini söylerken başka uygulamaya geçenler sırasıyla Telegram, BİP, Signal, dedi ve Viber’ı kullanmaya başladıklarını belirtti. Her 10 kişiden 6’sının yeni denemeye başladığı mesajlaşma uygulamasından en önemli beklentisiyse kişisel veride tam güvenlik.
Son günlerde Türkiye’de kişisel verilerin güvenliği hiç olmadığı kadar gündemde. Nedeniyse mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın, kullanıcılarına uygulamayı kullanmaya devam edebilmeleri için güncellenen koşullarını ve gizlilik ilkesini kabul etmelerinin zorunlu olduğunu içeren bir bildirim yollaması oldu. Bildirimde, WhatsApp’ın kullanıcı verilerini Facebook ile paylaşılacağı bilgisi yer alıyor. Türkiye’deki kullanıcıların uygulamayı kullanmaya devam edebilmek için 8 Şubat’a kadar güncel koşulları kabul etmeleri gerekiyor. Bunun üzerine kamuoyunda mesajlaşma uygulamaları ve kişisel veri güvenliği, gündemin üst sıralarına yerleşti.
Konunun sıcaklığı devam ederken DORinsight, Türk halkının kişisel veri güvenliği konusuna yaklaşımını ve sosyal mesajlaşma uygulamalarından beklentilerini ortaya koymak için bir araştırma gerçekleştirdi. 13 Ocak – 14 Ocak 2021 tarihlerinde online olarak tamamlanan araştırmaya; Türkiye çapında, A-B-C1-C2-DE, sosyo ekonomik segmente mensup, 18 yaş ve üzeri 3.180 kişi katıldı. Araştırma kapsamında, katılımcılara “Sosyal Mesajlaşma ve Veri Güvenliği” ile ilgili düşünceleri soruldu.
Türk halkının yarısı WhatsApp sözleşmesinin güncellenmesine tepkili
Araştırmaya katılanların yüzde 47’si söz konusu mesajlaşma uygulamasının kullanıcı sözleşmesi güncellemesini kabul ederlerse kişisel verilerinin ihlal edileceğini, yüzde 37’si pazarlama ve reklam amaçlı daha yakın takip için izin istendiğini, yüzde 26’sı her hareketinin izlenmesinden endişe ettiğini, yüzde 22’si sosyal medyadan satış yapmak için bilgilerinin kullanılacağını düşündüğünü ifade etti. Katılımcıların yüzde 15’iyse kişisel verilerinin ihlal edileceğini düşünmediğini belirtti.
En çok konumlarının takip edileceğini düşünüyorlar
Her hareketlerinin izleneceğini düşünenlerin çok büyük bir kısmı (yüzde 70) konum bilgilerinin takip edileceğini ve izleneceğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 68’i hesap bilgilerinin, yüzde 67’si işlem ve ödeme verilerinin, yüzde 66’sı cihaz ve bağlantı bilgilerinin, yüzde 63’ü uygulama üzerinden paylaştığı fotoğraf ve videoların, yüzde 59’u yazılı mesajlarının, yüzde 55’i kendi, aile ve yakın çevresine ait fotoğraf ve videoların ve yüzde 50’si ise sesli mesajlarının güvenliğinin ihlal edileceğinden endişe duyuyor.
Türk halkının yüzde 44’ü yerli uygulamayı denemeye başladı
“Sosyal Mesajlaşma ve Veri Güvenliği” araştırmasında kullanıcıların söz konusu uygulamaları kullanmaya devam edip etmeyeceklerine dair de önemli sonuçlara ulaştı. Önce kullanıcılara WhatsApp kullanıp kullanmadıkları soruldu. Buna göre araştırmaya katılan 3.180 kişinin tamamı uygulamayı kullandığını ifade etti. WhatsApp güncellemesinden haberdar olanların oranıysa yüzde 97 olarak belirlendi. Zorunlu tutulan kullanıcı sözleşmesi güncellemesi onay talebi sonrasında katılımcıların yerli mesajlaşma uygulamalarını deneyip denemediklerinin de sorgulandığı araştırmada katılımcıların yüzde 44’ü yerli mesajlaşma uygulamalarını denediğini belirtti. Henüz yerli uygulama kullanmayanlarınsa yüzde 58’i yerli uygulamayı denemeyi düşündüğünü ifade etti. WhatsApp kullanıcıların yüzde 42’si ise kullanıcı sözleşmesini onaylayarak uygulamayı kullanmaya devam edeceğini ifade etti.
Türk halkı WhatsApp kullanmaktan vazgeçecek mi?
Sözleşmeye henüz onay vermeyen kullanıcıların yüzde 95’i bu uygulamadan vazgeçeceklerini belirtirken uygulamadan vazgeçemeyenlerin yüzde 58’i “Rehberlerindeki çoğu kişinin WhatsApp kullanıyor” olmasını gerekçe gösterdi. Uygulamadan vazgeçmeyeceğini söyleyenler, sırasıyla diğer nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Alışkanlık haline gelmişti (yüzde 49), “kullanımı çok kolay” (yüzde 48), “tüm iletişimimi buradan yürütüyorum” (yüzde 43), “sesli ve yazılı iletişim olanağı var” (yüzde 29), “görüntülü iletişim olanağı var” (yüzde 28), “bütün belge ve bilgi paylaşımım buradaki mesajlarımda” (yüzde 24) ve “buradan paylaştığım önemli fotoğraflar var” (yüzde 12).
En fazla geçiş yapılması planlanan uygulama Telegram
Katılımcıların yüzde 58’i başka uygulamaya geçmeyi düşündüğünü söylerken, %16’sı hali hazırda geçtiğini belirtti. Katılımcıların yüzde 26’sı ise başka bir uygulamaya geçiş yapmayı düşünmediğini söyledi. Araştırma sonucunda en fazla geçiş yapılması planlanan uygulama olarak 10 kişiden 7’sinin tercihiyle Telegram oldu. Telegram’ın ardından en fazla geçiş yapılan uygulama yüzde 60 tercih oranıyla yerli uygulama olan BİP. Elon Musk’ın önerdiği Signal ise anket katılımcılarının yalnızca 4’te 1’inin tercihi oldu.
Verilerimiz yurt içinde kalsın
DORinsight “Sosyal Mesajlaşma ve Veri Güvenliği” araştırması başka uygulamaya geçiş motivasyonunu da önemli tespitlerle birlikte ortaya koydu. Buna göre her 10 kişiden 6’sı, yeni uygulamadan en önemli beklentisinin daha fazla güven olduğunu ifade etti. Her 10 kişiden 4’üyse yerli uygulamaya geçtiği için kişisel verilerinin en azından yurt içinde kalacak olmasını önemsediğini belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 35’i “Verilerimizi biri analiz edecekse en azından Türkler analiz etsin” görüşünde. Her 10 kişiden 3’üyse “Bize ürün satmak için verilerimizi kullanamazlar” diyor.
Tüketici tam güvenlik istiyor
Anket katılımcılarının güvenlik ve kişisel verilerin güvenliği ifadelerinden ne anladıkları sorulduğundaysa katılımcıların yüzde 66 ile çoğunluğu “Hiçbir kurum ya da kişinin kişisel verilerini kullanmaması” anlamına geldiğini söylüyor. “Kimlik, yaşadığım yer, ev ve banka bilgilerinin güvende olması” (yüzde 64), “paylaşmak istediklerimi güvenle paylaşabilmek” (yüzde 52), “sosyal medya ve online’da kullandığı şifrelerin güvende olması” (yüzde 51) ve “paylaşmak istemediklerimin açığa çıkmaması” (yüzde 51) diğer önemli yanıtlar arasında yer alıyor.
Katılımcılar her konuda kendilerine ait bilgilerin üçüncü taraf işletmelerle paylaşılmasından rahatsızlık duyacağını belirtirken en fazla rahatsızlık yaratan konular olarak ise “Hesap bilgileri”, “işlem ve ödeme verileri” ve “kendilerinin, ailelerinin ve yakın çevrelerinin fotoğraf ve videoları” (yüzde 90) öne çıktı.