Günümüzde, teknolojik inovasyon geleneksel statik trafik ışıklarının araç hareketlerindeki dalgalanmalara otomatik olarak uyum sağlayan, azami hızı ve verimliliği garanti eden akıllı trafik yönetimi sistemleriyle değiştirilmesine olanak sağlıyor. Benzer bir ilerleme de bulut hizmetlerinin popülerliğinin kurumsal geniş alan ağı (WAN) trafik haritasını köklü bir biçimde değiştirdiği kurumsal WAN ağlarında gerçekleşiyor. Bulutun kullanılmaya başlanması, veri akışlarının yönetilmesini çok daha karmaşık hale getiriyor ve yeni, daha çevik bir trafik optimizasyonuna gereksinim duyulmasına yol açıyor.
SD-WAN, günümüzde kurumsal ağlar bakımından köklü bir değişime yön veriyor. Büyük şehirlerin akıllı trafik mühendisliğine yatırım yapması gibi, işletmelerin de WAN altyapıları için akıllı trafik yönetimini benimsemesi gerekiyor. SD-WAN, geniş alan ağlarının daha hızlı, daha dayanıklı ve daha düşük maliyetli hale getirilmesi için akıllıca bir yol sunuyor. Artık statik, eski moda trafik ışığından akışları mevcut duruma göre gerçek zamanlı olarak optimize edecek bir çevik trafik yönetimi sistemine geçme zamanı geldi. Dijital çağda, son kullanıcıların hızla hareket etmek yerine bir kırmızı ışıkta boş yere beklemek için zamanı yok.
Citrix’e göre, Yazılım tanımlı WAN (SD-WAN) ağlarının kurumsal ağlar için tercih edilecek en iyi yol olmasının üç nedeni var:
- Geri taşıma, artık mantıklı değil. Geleneksel olarak, işletmeler tüm uygulama trafiğini şube ofislerinden ve uzak lokasyonlardan kurumsal genel merkezdeki merkezi bir ağ göbeğine taşıyordu. Günümüzde bunun yerine, genel bulut hizmetleri hızla BT tüketimi için tercih edilen seçenek haline geliyor – AWS tarafından barındırılan geliştirme ortamlarından hizmet olarak sunulan Microsoft Office 365 ve Azure tabanlı masaüstlerine kadar. Bu bağlamda, geri taşıma yolun gereksiz bir biçimde uzatılmasına, ağ gecikme süresinin artmasına, hizmet olarak sunulan yazılım verimliliğinin azalmasına ve son kullanıcıların hayal kırıklığına uğramasına neden olmaya başladı. SD-WAN, veri merkezi senaryosunu ağ ucuna taşıyarak bu durumu önemli ölçüde iyileştiriyor.
- Dinamik dayanıklılık oyunun kurallarını değiştiriyor. WAN ağlarında ağ arızaları veya kesintiler her zaman ihtimal dahilinde olduğundan, yüksek düzeyde kullanılabilirlik her zaman herhangi bir WAN mimarisinin önemli bir özelliği oldu. Ancak yüksek düzeyde kullanılabilirlik pahalı ve tipik olarak yedek bağlantılar gerektiriyor. SD-WAN, bu eski moda arıza durumunda yedeğe geçiş konseptini dinamik, gerçek zamanlıya yakın dayanıklılıkla değiştiriyor. Bunun yerine, MPLS’den DSL’ye, WiFi’ye ve hatta cep telefonu bağlanırlığına kadar ağ trafiğine tüm mevcut bağlantılar çapında akıllı bir biçimde yük dengeleme uyguluyor. SD-WAN, tüm mevcut bağlantılar çapında performans optimizasyonu kurallarını dinamik bir biçimde uygulayarak mümkün olan en yüksek hızı, olağanüstü ölçüde kısa gecikme süresini ve kritik uygulamalar için dayanıklılığı garanti ederken aynı zamanda diğer trafik türleri için mümkün olan en iyi performansı sağlıyor.
- Maliyet optimizasyonu gerçek zamanlı bir görev haline geldi. Aslında, günümüzün bulut ortamları geleneksel kurumsal BT ortamlarına kıyasla çok daha dinamik bir biçimde ölçekleniyor ve bu da ağ trafiğinde sert dalgalanmalara neden oluyor. Bu bağlamda, bulut trafiği için statik trafik yönetimi kullanılması, pik dönem bant genişliği gereksinimlerinin en azından bir kısmının karşılanması için bant genişliğinin sürekli olarak gereğinden fazla tahsis edilmesi anlamına geliyor. SD-WAN, kurumsal WAN altyapısının üzerine bir yazılım katmanı ekleyerek, yalnızca WAN ağını daha verimli ve dayanıklı hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda maliyetini de düşürüyor. Tüm mevcut kaynakların dinamik bir biçimde bir araya getirilmesi, ağın bant genişliği gereksinimlerindeki dalgalanmalara çevik bir biçimde tepki vermesine, mevcut kaynakları daha iyi kullanmasına olanak sağlıyor.