Citrix’e göre, krizin ilk evresini arkamızda bıraktığımız bugün geçici çözümlerin ötesine bakıp gelecekteki etkilere karşı bağışık ağları hedeflemenin zamanı geldi. Ne de olsa, şu andaki durumun ne zaman sona ereceğini ya da başka tür bir felaketin iş operasyonlarını yeniden ne zaman kesintiye uğratacağını kimse bilmiyor.
Günümüzdeki kriz, işte başarı sağlamak için ağ bağlanırlığının önemini vurguladı. Ancak, güvenilir ağlar iş sürekliliğinin temelini oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda –iyi tasarlandığında– üstün çalışan deneyimi için bir mihenk taşı özelliği taşıyor. Son zamanlarda hepimiz sırada beklemeyi deneyimledik. Evden çıkmama yaptırımları dolayısıyla evde kaldığımız süre dışında süpermarkette ya da eczanede bekledik. Bu arada pandeminin ağlar üzerinde de etkisi aynı oldu: veri paketleri sık sık sıraya sokuldu, bu da video konferans gibi zamana duyarlı uygulamalarda gecikmelere ve kalitenin bozulmasına yol açtı. Bu, küresel ağın, –kurumsal ağların yanı sıra internetin de– beklenmedik, dev bir zorlama testinden geçtiği anlamına geliyor. Bu durum bize ağların işletmeler için ne kadar önemli olduğunu gösterdi: çalışanlar şirket kaynaklarına ulaşamazsa iş operasyonları durur.
Bugün içinde bulunduğumuz durum gibi acil durumlarda kolay, faydacı çözümler aramak doğaldır. Birçok şirket için tercih edilen çözüm, dağıtılmış işgücünü şirket veri merkezine hızla bağlamak amacıyla VPN lisanslarını yükseltmekti. Ancak, Citrix’e göre, krizin ilk evresini arkamızda bıraktığımız bugün geçici çözümlerin ötesine bakıp gelecekteki etkilere karşı bağışık ağları hedeflemenin zamanı geldi. Ne de olsa, şu andaki durumun ne zaman sona ereceğini ya da –bir deprem, alev fırtınası, sel, enerji nakil hattı şebekesi kesintisi, v.b.– başka tür bir felaketin iş operasyonlarını yeniden ne zaman kesintiye uğratacağını kimse bilmiyor.
Gelecekteki ağlar bunlar gibi olağanüstü durumlar için hazır olmalı. Üstelik bunlar normal zamanlarda bile dağıtılmış trafiği, son birkaç haftada taşıdıkları gibi, küresel ölçekte sürekli olarak taşımak zorunda kalacaktır. Sebep: koronavirüs salgınından çok önce de bir esnek çalışma eğilimi vardı, pandemi yalnızca bunu hızlandırdı. Uzaktan çalışma artık yeni normal.
İşletmelerin bu yeni normali verimli hale getirmek için güvenilir, güvenli, kullanımı kolay ve yüksek performanslı ağlara ihtiyacı var. Aksi halde çalışanlar isteklerini elde edememenin hüsranıyla geçici çözümlere ve tüketici uygulamaları ya da hizmetlerine yönelecektir. Gölge BT kaçınılmaz olarak gelişerek her türlü güvenlik ve uyumluluk riskine yol açıyor. Bu nedenle, kurumların ağ altyapılarının ölçeklenebilir ve sürekli açık olmasını sağlaması, böylece, geniş çapta dağıtılmış iş ortamlarında bile –çalışanların üretkenliğinde olumsuz bir etkiye yol açmadan– şirket kaynaklarına hızlı ve güvenli erişime olanak tanıması gerekiyor.
Citrix’e göre, BT departmanlarının bu hedeflere erişebilmek için ağın farklı boyutlarına odaklanması gerekiyor:
Uygulama düzeyi zeka
Ağın, uygulamaları tanıyıp kritik, daha az kritik, kritik olmayan uygulamaları ve hizmetleri, ayrıca tüketici uygulamalarını ve hizmetlerini ayırt ederek uygulamaları güvenilir ve akıllı bir şekilde desteklemesi gerekiyor. Yüksek düzeyde kullanılabilirlik ve mümkün olan en yüksek uygulama performansı için uygulama sunucuları arasındaki trafik yükünü dengelemesi ve bir veri merkezi kullanılabilir olmadığı ya da kapasite sınırında çalıştığı zaman iş sürekliliğini sağlamak için trafiği küresel olarak başka sitelere yönlendirmesi gerekiyor.
Yapay zeka ve makine öğrenimi destekli izleme ve analitik
Günümüzün ağları o kadar karmaşık ve dinamik ki bunların manuel olarak yönetilmesine, optimize edilmesine ve güvenli hale getirilmesine yönelik her türlü çaba başarısızlığa uğramaya mahkum. Yapay zeka ve makine öğrenimi gibi yeni teknolojilerden yararlanmak uygulama ve kullanıcı davranışının sürekli olarak izlenmesine ve analiz edilmesine olanak tanımakla kalmıyor, aynı zamanda yüksek düzeyde kullanılabilirlik, performans ve hızlı sapma algılaması sağlıyor.
Yazılım tanımlı geniş alan ağı (SD-WAN)
BT sektörünün son zamanlarda yazılım tanımlı geniş alan ağından bu kadar çok söz etmesinin bir nedeni var. Yazılım tanımlı geniş alan ağı, kullanıcıları, veri merkezinde barındırılan sanal uygulamalar ya da masaüstleri, buluttaki dijital çalışma alanları ya da başka türlü bir bulut ya da kuruluştaki bir kaynak gibi gerekli kaynaklara dinamik olarak, doğrudan bağlar. Aynı zamanda, yazılım tanımlı geniş alan ağı, veri trafiği için en uygun yolu seçer ve optimum uygulama performansı sunmak için trafiği birden çok yola dağıtır. Bu, yazılım tanımlı geniş alan ağını dağıtılmış iş senaryolarının temel bileşeni haline getirir.
Sıfır güven güvenliği
Kriz dönemlerinde ‘kötü aktörler’ son derece etkindir. Bu nedenle iş sürekliliğinin herkes için ilk öncelik olduğu bugün de güvenliği gözden kaçırmak şirketler için etkisi büyük sonuçlar doğurabilir. Dağıtılmış işin yeni normalini güvence altına almak, bir kuruluşun ağdaki hiçbir kullanıcıya ya da aygıta asla güvenmemesini gerektiren bir sıfır güven anlayışı ve mimarisi gerektirir. İşletmelerin bunu sağlamak için sürekli uygulamaya özel kimlik ve erişim yönetimini endpoint ve kullanıcı davranışının sürekli analiziyle birleştirmesi ve bunu, ideal olarak, otomatikleştirilmiş, makine öğrenimi tabanlı olay müdahalesiyle güçlendirmesi gerekiyor. Bu, güvenlik ekiplerinin güvenlik boşluklarını hızla kapatmasını ve tehditleri etkisiz hale getirmesini sağlıyor.