Citrix’e göre, iş sürekliliği planlarının temelinde dijital çalışma alanları bulunan bilinçli kuruluşlar, kaynakları, öngörülemeyen iş ortamlarının gerektirdiği dinamik yollarla yönetmek için gereken çevikliği, hızı ve verimliliği ortaya koyacak.
Bütün dünyada hükümetler sıkı seyahat kısıtlamaları ve zorunlu karantinalar getirirken, devam eden COVID-19 durumunun temel iş ve tedarik zinciri etkinliklerini küresel ekonomi genelinde kesintiye uğrattığı açık. Ancak, son birkaç yılda yaşanan yetenekli işgücü sıkıntısı tekrarlanan bir mesele olmaya devam ettiğinden, bugün kurumların karşılaştığı tek kriz bu değil. Korn Ferry’nin kısa bir süre önce gerçekleştirdiği bir araştırma bu endişe verici eğilimi destekliyor. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre 2030 yılına kadar Asya Pasifik ülkelerinde 47 milyonluk bir işçi sıkıntısının ortaya çıkacağı ve bunun yıllık gelirde 4,2 trilyon ABD doları tutarında olası bir kayba yol açacağı tahmin ediliyor.
Öngörülemezlik ortamında üretkenlik
Citrix’e göre, COVID-19, çalışanları “dünyanın en büyük uzaktan çalışma deneyimi” olarak tanımlanan durumu üstlenmeye zorlarken, esnek çalışma modelleri ve güvenli dijital işbirliği teknolojileri bu belirsiz dönemde rekabet gücünü korumak açısından kritik hale gelecek. Akıllı ve kapsayıcı sanal çalışma yöntemi yalnızca şirketlerin çalışan bağlılığını ve iş sürekliliğini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda, gerekli görevleri doldurma kapasitesi ve tercih ettikleri yerden çalışarak verimli olma esnekliği bulunan yarı zamanlı, sözleşmeli, evden çalışan ve geçici işçiler gibi kullanılmamış yetenek havuzlarını kullanma fırsatları yaratıyor.
Bu nedenle, sağlam, esnek çalışma ilkeleri ve dijital çalışma alanı hazır olma programları oluşturmak görevleri doldurma arayışında olan şirketler için bir büyüme kaynağı haline gelebilir. Aslında, kısa bir süre önce Ekonomi ve İş Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, şu anda işsiz ya da ekonomik açıdan etkisiz durumdaki kişilerin %69’unun esnek çalışma fırsatı verilmesi durumunda çalışmaya başlama konusunda istekli olduğunu gösterdi.
Bu nedenle, işverenler dijital olarak desteklenen uzaktan üretkenliğin sunabileceği değerin farkında olmalıdır. Bu ekonomik avantajlar işletmelerin esnek bir çalışma kültürü benimsemesine ve çalışanların her yerden etkin olarak çalışmasını sağlayan teknolojiyi uygulamasına bağlıdır. Bulutun otomasyonundan, ölçeğinden ve aynı anda her yerde bulunma yeteneğinden yararlanan dijital çalışma alanları, çalışanlara, sanal olarak bir araya gelmek ve işlerini evlerinden –ya da o an bulundukları yerden- güvenli ve emniyet içinde görmek için ihtiyaç duyulan uygulamalara ve bilgiye erişim olanağı sağlar.
Citrix’e göre, iş sürekliliği planlarının temelinde bu tür dijital çalışma alanları bulunan bilinçli kuruluşlar, kaynakları, öngörülemeyen iş ortamlarının gerektirdiği dinamik yollarla yönetmek için gereken çevikliği, hızı ve verimliliği ortaya koyacak.
Örneğin, Sydney Üniversitesi’ne bakın. Corona virüsüyle ilgili belirsizlik ve seyahat yasakları üniversitenin 14.000’den fazla öğrencisinin Avustralya’dan Çin’e seyahat edemeyeceği anlamına geliyordu. Üniversite, Çin’de bulunan personelini ve öğrencilerini, evlerinin rahatlığı ve emniyeti içinde öğretmeye ve öğrenmeye devam edebilmek için ihtiyaç duydukları uygulama ve verilere bağlamak amacıyla, dijital çalışma alanlarını kullanarak meseleyi ele almak üzere hızla adım attı.
Bireysel çalışma deneyimlerinin optimize edilmesi
Sanal çalışma alanları yalnızca çalışanların her yerde üretken olmasına olanak tanıyarak kuruluşlara avantaj sağlamıyor. Daha önemlisi, bu yaklaşım çalışanların kişisel ihtiyaçlarıyla iş ihtiyaçları arasında bir denge kurmasını sağlıyor. Örneğin, uzaktan çalışma, çocuklarına bakmak için kariyerlerini askıya alan kişilerin ya da hâlâ çalışabilecek durumda olan emeklilerin, bir yandan kişisel ihtiyaçlarını iş yükleriyle dengelerken üretken olmalarına da olanak tanıyacaktır. İş ve özel hayat dengesinin, işe bağlılığı olumlu yönde etkilemek için kritik önem taşıdığı ortaya çıktı ve sonuçta iyi bir denge tutturmak daha iyi bir çalışan deneyimi ortaya çıkarıyor.
İşte bu yüzden çalışanların, fiziksel olarak işe gelemedikleri zaman dijital yollarla çalışmaları sağlanmalıdır. Ne de olsa iş, bir yer ya da fiziksel bir konum değil, bir kişinin üstlendiği uğraşı olmalıdır. Şirketler, işbirliğine dayalı ve konferans amaçlı çözümlerin yaygınlaşmasıyla, bugün işçilerin işverenlerinden bu tür dijital olanakları çalışma yöntemlerine her gün dahil etmelerini bekleyeceklerini anlamalılar. Kafelerde ve havaalanlarında çalışan, hatta çevrimiçi toplantılar düzenleyen ve buna rağmen iş açısından başarılı sonuçlar alan insanları görmek artık iyice yaygınlaştı. Her türlü fiziksel yerde ortaya çıkan çalışan deneyiminin ve üretkenliğinin sürekliliğini sağlayarak, gerekli uygulamalara, verilere ve iş akışlarına uzaktan, güvenli ve verimli erişim olanağı tanıyan çalışma alanı teknolojileri bu hareketin en temel yön verici unsurlarıdır.
Çalışma alanlarında değişimin tam zamanı
OnePoll’un Citrix Canada’nın desteğiyle kısa bir süre önce gerçekleştirdiği bir çalışma, ankete katılan Kanadalı işçiler arasında, bir doğal afet ya da kamu sağlığına ilişkin bir acil durumla karşılaşıldığında, şirketlerinin uzaktan çalışmaya olanak tanıyacak ilke ve teknolojiyi elinde bulundurduğunu düşünenlerin oranının yalnızca %53 olduğunu gösterdi. Açıkçası, daha yapmamız gereken çok iş var.
Her iş sürekliliği planının ilk adımı ve kritik bir bileşeni, bir yandan kullanıcıların kurumsal kaynaklara erişimle ilgili gerekli güvenlik ve denetim düzeyini korurken, bir yandan da çalışanların emniyetini ve üretkenliğini sağlamaktır. Şirketler Citrix Workspace gibi dijital çalışma alanı teknolojilerini etkinleştirerek uygulamalarını ve bilgilerini güvenlik altında tutarken, aynı zamanda çalışanlara uzaktan çalışma esnekliği tanıyarak sorunsuz işgücü üretkenliği de sağlar.
Ayrıca, Kanadalı işçiler uzaktan çalışmaya hazırlar ve pek çoğu bunun üretkenliklerini artıracağına inanıyor. OnePoll anketi ayrıca, Kanadalı işçilerin %51’inin kendilerine izin verilirse işlerini uzaktan yapabileceklerini düşündüğünü ve %55’inin uzaktan çalışırken işyerinde çalışırken oldukları kadar ya da daha üretken olacaklarını kabul ettiğini ortaya koydu. Aynı zamanda, uzaktan çalışma olanağı tanınması işletmenizi aksi halde coğrafi zorluklar ya da hareket zorlukları yüzünden bağlantı kuramayabileceğiniz yeni gelişme bölgelerine ve yetenek havuzlarına açar.
Sürdürülebilirliği kucaklamak
Citrix’e göre, dijital çalışma alanları çevreyle ilgili avantajlar da sağlar. Sürdürülebilirlik ve ilkim adaleti artık göstermelik bir şey olmaktan çıktı, şirketler için kurumsal hedefler haline geldi. İşletmeler artan bir sıklıkla karbon ayak izlerini düşürme yolunda adımlar atıyor ve uzaktan çalışma bu hedeflere ulaşmanın düşük maliyetli ve basit bir yolu. Açık çalışma alanı sağlayıcısı Regus’un istatistikleri de bunu açıkça ortaya koyuyor ve banliyölerdeki evlerden sanal çalışma yönteminin daha fazla benimsenmesinin bir şehrin karbondioksit salımlarında yıllık 118 metrik tonluğa kadar bir azalma sağlayabileceğini gösteriyor. Şirketler esnek çalışma uygulamalarını ve çalışma alanı çözümlerini daha fazla benimseyerek faaliyetlerini daha küçük ölçekli işyerlerinde sürdürebilir ve işe gidiş geliş saatlerini ve yollardaki araç sayısını azaltabilir.