Türkiye’de otonom ve hibrit teknolojiler başta olmak üzere otomotiv mühendisliği alanında önemli projelere imza atan AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye, 2019 yılında mühendislik ihracatında %26 artış sağladı. Şirketin son 11 yılda Türkiye’den yurt dışına yaptığı toplam mühendislik ihracatı ise 35 milyon Euro’yu geçti.
Dünyanın en büyük otomotiv mühendislik firması olan AVL’nin İstanbul’daki merkezi AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye, 2019 yılına ait ihracat başarılarını ve büyüme rakamlarını açıkladı. Şirket 2019’da %15’lik bir büyüme kaydederken mühendislik ihracatında son bir yılda %26’lık bir artış sağladı. Başarılı bir yılı geride bıraktıklarını belirten AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram yaptığı açıklamada, şirketin kuruluşundan bugüne kadarki 11 yıllık sürede hedeflenen 35 milyon Euro’nun üzerinde bir mühendislik ihracatının gerçekleştirildiğini belirterek ihracattaki başarının sürdürülmesi hedefiyle Ar-Ge ve insan kaynağı yatırımlarının artırıldığını ifade etti.
SUV ve otonom araçların testleri başarıyla gerçekleştirildi
Şirketin 2019 yılında başarılı çalışmaları hayata geçirildiğini anlatan Serkan İmpram, hedeflenen büyük projelerde önemli aşamalar kaydettiklerini belirtti. Geride kalan son bir yılı değerlendiren İmpram şöyle konuştu: “AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye olarak 2019 yılı, planladığımız hedeflerin önemli bir kısmına ulaştığımız ve 2018 yılına göre şirket olarak büyüdüğümüz bir yıl oldu. Yılın başında hedeflediğimiz gibi, kuruluşumuzdan bu yana toplamda 35 milyon Euro’luk bir ihracat cirosunu geçtik. Platooning teknolojisi, otonom araç sistemleri, seri üretim seviyesinde otomatik şanzıman kontrol yazılımları geliştirme, otomotiv sektöründe yürürlükteki son seviye emisyon regülasyonlarına göre seri üretime yönelik kalibrasyon geliştirme gibi başarılı projelerle Türkiye’de ilklere imza attık. Özellikle seri üretimde kullanılabilecek şekilde geliştirdiğimiz otomatik şanzıman kontrol algoritmaları, otomatik şanzımanlar için ülkemizde bugüne kadar geliştirilmiş en ileri seviye algoritmalardır. Türkiye’de iki Ar-Ge merkezimizde Türk mühendislerinin çalışmalarının bir sonucu olarak bu algoritmaları içeren yeni nesil SUV sınıfı bir aracı 2019 yılının başlarında sahaya indirerek testlerini başarıyla tamamladık. Ayrıca, mühendislik çalışmalarını yerli imkanlarla gerçekleştirdiğimiz L2 seviyesindeki ilk otonom aracımızın da testlerine başladık. Otomotiv mühendislik alanında yapılan bu başarılı ve çok yüksek katma değerli çalışmaların Türkiye adına gurur verici olduğunu söylemek isterim.”
2020’de otonom teknolojilere ağırlık vereceğiz
2019’da L2 seviyesindeki otonom araç teknolojilerini önümüzdeki yılda bir üst seviyeye taşımayı planladıklarını belirten Serkan İmpram, yeni dönemde yatırımlarda otonom teknolojilere olduğu kadar elektrikli araç teknolojilerine ve global otomotiv sektörünün ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalara da ağrılık verileceğini ifade etti. İmpram, “Şirketimizin en büyük gücü olan Ar-Ge ve insan kaynağı yatırımlarımız 2020’de de ilk sırada olmaya devam edecek. Son birkaç yılda artış gösteren global Ar-Ge projelerimizin de sayısını artıracağız. Bunun yanı sıra, kuruluşumuzdan bugüne kadarki süreyi kapsayan toplam ihracat ciromuzu da 50 milyon Euro’ya taşımayı planlıyoruz. Aynı zamanda, geçtiğimiz yıl testlerine başladığımız otonom araç projesini de bir üst aşamaya taşımayı hedefliyoruz. Otomotiv sektörünü şekillendirecek olan teknolojilerin geliştirildiği projelerin içinde olmaya ve gerekli yatırım planlarımızı önümüzdeki yıl artırmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi, önümüzdeki yıllarda da Türkiye’de pek çok ilki başaran, kendi alanının en büyük şirketi olmayı ve ülkemizin katma değeri yüksek ihracatının artmasına katkı vermeyi sürdüreceğiz.” açıklamasında bulundu.
Otomotivdeki büyük dönüşüm 2020’de artacak
Sektöre ilişkin 2020 yılı değerlendirmelerini de paylaşan Serkan İmpram, şunları söyledi: “Hibrit/elektrikli araçlar ve otonom araçlara doğru giden yolda otomotiv dünyası, çok büyük bir dönüşümün içinden geçmeye başlamış durumda. Özellikle 2020 yılı ve sonrasında otomotiv sektöründe yeni teknolojilere yapılan yatırımların iyice hızlanacağını ve yoğunlaşacağını öngörüyoruz. Tam elektrikli araçlarda son 10 yılda fiyatları belki de beklenenden hızlı düşen ve düşmeye devam etmesi beklenen bataryalara ek olarak otomotiv sektörünün yakıt hücrelerine de daha fazla odaklanacağını söyleyebiliriz. İlerleyen yıllarda özellikle ticari araçlarda yakıt hücresi tabanlı itki sistemi çözümlerinin ön plana çıkacağını düşünüyoruz. Bir yandan bunlar olurken diğer yandan da otonom sürüş, otomotiv dünyasında önemli değişimleri beraberinde getirecek.” dedi.