Application Delivery Controllers (ADC) çözümleri, uygulama geliştirme yarışında kritik bir avantaj sağlıyor.
Bu, geliştiricilerin kapsamlı raporlama araçları kullanarak yüksek güvenlik düzeyine ve performansa sahip bir çözümde bütünleştirme ve bakım yükünü genel araç takımlarına yüklemesine ve yeni özelliklerin ve yeteneklerin sağlanmasına ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesine odaklanmasına imkan tanıyor.
Uygulamaların geliştirilmesinde ve uygulama teslimatının optimizasyonunda bir devrim yaşanıyor. Uygulama dağtım denetleyicisi (ADC), bundan önce ayrı — başlangıçta fiziksel, daha sonra sanal — bir ağ bileşeniydi, ağ ekibi tarafından yönetiliyordu ve uygulama performansının ve güvenliğinin optimize edilmesi için bir sunucu parkının önünde devreye alınıyordu. DevOps ve çevik geliştirme, bu durumu kökten değiştirdi: ADC, uygulamanın kendisinin kritik bir yapı taşı haline geldi.
Çevik geliştirme yöntemleri, uygulamaların geleneksel “şelale” uygulama geliştirme yaklaşımının üç aylık ve hatta yıllık döngüleri içinde yaratılması veya güncellenmesi yerine, döngüleri birkaç haftalık geliştirmeye sprintlerine indirgedi. Aynı zamanda DevOps — uygulama geliştirme ile operasyonları birleştirerek — devreye alma sürelerini kısalttı ve bu da sürekli bütünleştirme ve sürekli teslimata olanak sağladı.
Hızdaki bu dramatik artış, uygulama geliştirme ile uygulama devreye alma arasındaki ayrımın tamamen ortadan kalkması anlamına geliyor — uygulama için çok gerekli olan performans optimizasyonu, yüksek düzeyde kullanılabilirlik, güvenlik ve esneklik için uygulama devreye alındıktan sonra ADC aygıtlarının devreye alınması ve yapılandırılması artık ayrı bir etkinlik değil. Bunun yerine, uygulamalarında neredeyse anlık olarak değişiklikler yapan geliştiricilerin performans, yüksek düzeyde kullanılabilirlik, güvenlik ve esneklik sorunlarını da çözmesi gerekiyor. Güvenlik çevrelerinde, bu dönüşümün bir yönü “erken çözüm güvenliği” (shift left) olarak anılıyor. Geliştirme ekiplerinin artık bir uygulamanın güvenliğine ilişkin sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Bu bağlamda, güvenliğin ayrı uygulama güvenlik duvarlarına ve diğer güvenlik çözümlerine bırakılmak yerine tasarımın yerleşik bir parçası haline getirilmesi gerekiyor.
ADC’ler Artık Yalnızca Bir Donanım Parçası Değil
Aynı ilke, bir ADC’nin sağladığı tüm optimizasyonlar için geçerli. ADC, artık yalnızca ağ ekibinin uygulamaları hızlandırmak ve daha güvenilir hale getirmek için kullandığı bir donanım parçası değil. ADC, artık sürekli bütünleştirme ve sürekli teslimat üretim hattının bir parçası — veri merkezi rafındaki ayrı bir aygıt olmak yerine artık uygulama altyapısının bir parçası haline geliyor. Modern bir ADC’nin Kubernetes gibi devreye alma ve düzenleme araçlarına yerel olarak bütünleşmesi, Spinnaker ve Kayenta gibi araçları kullanarak sürekli devreye almayı desteklemesi ve Prometheus ile Grafana gibi olay izleme yazılımlarına kolaylıkla bağlanması, aynı zamanda diğer araçlarla asgari ölçüde çabayla hızlı ve kolay bir biçimde bütünleştirilebilecek kadar esnek olması gerekiyor. Yalnızca kapsamlı bir bütünleştirme düzeyi, geliştiricilere tasarladıkları uygulamanın yüksek performanslı, yüksek düzeyde kullanılabilir ve güvenli olmasını sağlamak için gereksinim duydukları görünürlük ve optimizasyon araç takımını sunabilir.
Citrix ADC gibi pazar lideri ticari ADC çözümleri, uygulama geliştirme yarışında kritik bir avantaj sağlıyor. Bu, geliştiricilerin kapsamlı raporlama araçları kullanarak yüksek güvenlik düzeyine ve performansa sahip bir çözümde bütünleştirme ve bakım yükünü genel araç takımlarına yüklemesine ve yeni özelliklerin ve yeteneklerin sağlanmasına ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesine odaklanmasına imkân tanıyor. Bunlar, popüler üçüncü kişi çözümlerini temel alan önceden oluşturulmuş çözümler sağlayarak yönetim yükünü ortadan kaldırıyor ve bu gerekli altyapıya “yem ve su” vermekle bağlantılı iş yükünü azaltmak için eksiksiz bir API ve şablonlu ortam kümesi sunuyor.
ADC’ler bir rafa monte edilen ve ağ ekibi tarafından yönetilen donanım aygıtlarından yalnızca harici trafik dağıtımını değil, aynı zamanda modern bir uygulamanın çok sayıdaki ve farklı türlerdeki bileşenleri arasındaki iletişimleri de yöneten ve sürekli devreye alma yaşam döngüsüne bütünleştirilmiş yazılımlara dönüştü ve çevik uygulama geliştirmeye çok sayıda katma değer katmanı ekliyor. Olağanüstü derece yüksek bir tempoya sahip olan dijital iş dünyamızda, Citrix ADC gibi kapsamlı, API’ler bakımından zengin bir giriş çözümü, yalnızca şirketlerin hızlı hareket etmesine değil, aynı zamanda iş değerini gerçek anlamda artıran, performans için optimize edilmiş, yüksek düzeyde kullanılabilir ve katı bir güvenliğe sahip uygulamalar yaratmasına da imkan tanıyor.