Cuma, Kasım 22, 2024

İlgili İçerikler

Bu hafta gündemdekiler

Dell Technologies yeni Kinetik Altyapı modeli ile neler vaat ediyor?

Dell-Nevcihan-Matur-GlobaltechmagazineModüler veri merkezi mimarisi olarak tanımlanan Kinetik Altyapı ile sunucu, depolama ve ağ sistemleri ihtiyaçlara göre birleştirilip ayrıştırılabiliyor.

Geleceğe hitap etmek üzere tasarlanan bu mimariyi, veri merkezlerindeki gelişmeleri ve kurumların dijital dönüşüm yolculuğundaki Dell’in rolünü, Dell Technologies Veri Merkezi Bilgi İşlem ve Ağ Direktörü sevgili Nevcihan Matur ile sizler için konuştuk.

Kurumların dijital dönüşüm yolculuğundaki rolünüz nedir?

Son olarak hazırladığımız dijital dönüşüm endeksi sonuçlarında, Türkiye’deki her 10 işletmenin 9’u (yüzde 92) önümüzdeki beş yıl içinde değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük yaşayacaklarına inanıyor. Bu oran dünya çapında yüzde 51 oranında kalırken ve dünya çapındaki işletmelerin yaklaşık üçte biri (yüzde 30) dijital dönüşümün işletmelerinin geride kalmasından endişe duyuyor.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri Dell Technologies olarak, işletmelerin endişelerini ortadan kaldırarak dijital dönüşüm yolculuklarının en başından sonuna kadar yanlarında olabiliyoruz. Öncelikle eksiklerin belirlenmesi, sonra üstesinden gelmek için yol haritasının çizilmesi ve uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Tüm bu yapıyı Dell Technologies elindeki ürün ve çözüm gruplarıyla uçtan uca oluşturabiliyoruz.

Global anlamda modern veri merkezlerindeki gelişmeler hangi boyutta?

Tüm dünyadaki dijital dönüşüm trendinin yanı sıra bulut bilişim, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi iş yapış biçimlerini tamamen değiştiren konular veri merkezlerinin de dönüşmesine sebep oluyor. İşletmeler yeni dünyanın gereksinimlerini karşılayabilmek ve daha verimli altyapılara kesintisiz şekilde sahip olabilmek için yatırımlarını değiştiriyorlar.

Her sektördeki zorluklar büyük değişikliklere neden oluyor, yeni ve çok büyük ölçüde geliştirilmiş müşteri deneyimleri ve hizmetleri yaratıyor. Bu yeni dijital gelir akışlarını yakalamak, daha akıllı ürünler geliştirmek ve müşterilerin bekledikleri gelişmiş deneyimleri sunmak için, işletmeler ve BT departmanlarının önemli BT ve Dijital Dönüşüm geçirmeleri gerekiyor.

Günümüzde modern veri merkezi, BT altyapısı ile başlıyor ve altyapı inşa etmekten mümkün olan her şeyi satın almaya ve işinize değer kazandırmaya kadar uzanan bir yolculuk ile başlıyor. Bütünleşik ve modüler altyapılar, donanım ve yazılım bileşenlerini ayrı ayrı dağıtma, yapılandırma ve yönetme süresini ve maliyetini azaltıyor ve BT yatırımları için değer kazanma süresini artırıyor.

Günümüzde olmazsa olmaz veri merkezi özellikleri arasında şunlar yer alıyor;

Flash depolama tutarlı ve tahmin edilebilir düşük gecikmeli performans sağlama maliyetini önemli ölçüde azaltır. Flash, ödün vermeyen bir yaklaşımla olağanüstü depolama hizmetleri sunmak için gereken yer alanını, güç tüketimini ve soğutma gereksinimlerini önemli ölçüde azaltır. Kapasite yükselirken Flash fiyatları düşmeye devam ettikçe, Modern Veri Merkezinde Flash her yerde olacak.

Bulut Etkin altyapılar, Modern Veri Merkezi tasarımı için temeldir. Çeviklik, hız ve verimlilik elde etmek için, modern mimarinin veri merkezinizin dört duvarı dışına taşması gerekir. BT, işin gerektirdiği şekilde bilgi merkezlerini, veri merkezlerinden bir kamuya veya şirket bulut sağlayıcısına dağıtma, yönetme ve genişletme yeteneğine sahip olmalıdır. BT, bu iş yüklerini veri merkezleri ve bulut sağlayıcıları arasında serbest bir şekilde hareket ettirmek için esnekliğe ihtiyaç duyuyor.

Modüler mimari tasarım, BT’nin gereksinimler geliştikçe altyapıyı ölçeklendirmek için modüler bir yaklaşım sağlarken düşük giriş maliyetine sahip sistemleri dağıtabileceği anlamına gelir. BT çok az kaynakla büyük kapasiteleri verimli bir şekilde uygulayabilir, ölçeklendirebilir ve yönetebilir. Bu, sürekli genişleyen iş yükleriyle ve hizmetleri hızlı bir zaman dilimi içerisinde yineleme ve genişletme ihtiyacı ile uğraşırken kritik öneme sahiptir.

Yazılım tanımlı veri merkezleri yaygınlaşıyor çünkü API’deki ve diğer yazılım özelliklerindeki gelişmeler sayesinde, altyapı sistemleri artık yazılım üzerinden yönetiliyor. Bu yeni yazılım tanımlı model, BT hizmetlerinin yapılandırılmasını ve kullanılmasını otomatikleştirerek daha fazla iş çevikliği ve veri hizmetlerini yönetmeye daha esnek, programlanabilir bir yaklaşım sunar. Bu, daha fazla kaynağa dönüşüm ve yenilik konularına odaklanmak için standart BT işlemlerini optimize etmede önemlidir.

Türkiye açısından bakıldığında bu konuda kaydedilen aşamalar neler?

Türkiye’de de özellikle finans, telekomünikasyon ve üretim sektöründeki önemli oyuncuların bu modern mimarilerde fırsatları gördüğüne ve çabucak stratejilerini yenilediklerine tanık oluyoruz.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işletmeler büyüme trendlerinin yanı sıra teknoloji yatırımlarına gelişmiş ülkelere kıyasla daha çabuk adapte olabiliyorlar. Yeni sistemler ile rekabette avantaj sağlayacağını bilen işletmeler, dijitalleşmenin önündeki engelleri kaldırıyor.

Dell Technologies, Intel ve Vanson Bourne ile iş birliği içerisinde dünya çapındaki orta ve büyük ölçekli şirketlerden 4.600 işletme lideriyle (üst düzey yöneticiler) kendi işletmelerindeki dönüşüm çalışmalarını puanlandırmaya yönelik bir anket çalışması gerçekleştirdi.

Bu çalışmada Türkiye, bulunduğu EMEA’da ilk sırada yer alırken, gelişmekte olan pazarların dijital açıdan en olgun düzeye ulaştığı; küresel sıralamanın zirvesinde Hindistan, Brezilya ve Tayland’ın yer aldığı belirlendi. Onların aksine gelişmiş pazarlar ise arka sıralara düşüyor: Japonya, Danimarka ve Fransa en düşük dijital olgunluk puanlarını aldı.

Regülasyonlara bakıldığında en çok hangi konularda zorluklar yaşanıyor?

Tabii sektörlere özel olarak belirlenen düzenlemeler özellikle genel bulut çözümlerine geçilmesine engel oluyor. Bu sebeple Dell Technologies’in sunduğu yerleşik çözümler, düzenlemelerin çok olduğu finans, sigortacılık ve telekom gibi alanlarda hızla kabul görüyor ve yaygınlaşıyor.

Dell Technologies, yaşanan her türlü zorluk karşısında deneyimli danışmanlar, patentli metodolojiler ve gelişmiş araç setleri ile işletmelerin çoklu bulut stratejilerini desteklemek için veri merkezi dönüşümünü hızlandırıyor. Ortalama yüzde 40 daha hızlı tamamlama süresi, yüzde 20 kaynak verimliliği kazancı ve yüzde 81 yatırım geri dönüşü elde edilmesine olanak tanıyor.

Sunduğunuz bu çözümün kurumlara olan faydası nedir?

İş yükleri, makine öğrenimi, derin öğrenme ve uç nokta bilgi işlem gibi yeni uygulamalarla hızla değiştiği ve çok miktarda veri ürettiğinden, BT altyapısının daha fazla miktarda ve genellikle gerçek zamanlı olarak çok büyük miktarda veriyi oluşturan içgörülerden yararlanmak için daha verimli olması gerekiyor.

Bu gibi ortamlar için Dell Technologies olarak geliştirdiğimiz Kinetik altyapılarda, modüler sunucu platformlarında sunucunun yanı sıra depolama ve ağın da yer aldığı, her parçası tamamen ayrıştırılabilen ve birleştirilebilen yapılar sunuyoruz. Böylece iş yükünü karşılayan ve değişen ihtiyaçlara anında yanıt veren, gelişen ve dinamik bir BT mimarisi ortaya çıkıyor. Kinetik altyapı, daha fazla verimlilik ve BT kaynaklarının daha iyi kullanılmasına olanak tanıyor.

Kinetik altyapının endüstrideki ilk ve tek ürünü şu anda Dell Technologies tarafından piyasaya sürülen PowerEdge MX. Bu modüler sunucu altyapısı ile işletmeler 10 yıl boyunca yapacakları yatırımın temelini atmış oluyorlar ve baştan sona sistem yenileme devrini kapatıyorlar. Dell Technologies, Intel’in Cascade Lake sonrası piyasaya süreceği gelecek 3 jenerasyon işlemcileri destekleyeceğini ve 400Gb Ethernet için hazır olduğunun garantisini sunuyor. Böylece geleceğin iş yüklerine uygun altyapılar kurulması için inanılmaz bir yatırım fırsatı karşılarına çıkıyor.

Entegrasyon nasıl sağlanıyor? Projelendirme aşamalarınız nelerdir?

Bir mimari içerisinde sunucu, depolama, ağ ve güvenlik gibi donanımların bir arada yer alması, çözümün entegrasyonunu oldukça kolaylaştırıyor. Ortalama bir projede günlerce süren entegrasyon süreci saatler mertebesine kadar inebiliyor.

Öncelikle müşterinin ihtiyacını belirleyip, gereksinim duyduğu altyapı kapasitesini belirliyoruz. PowerEdge MX ile sunduğumuz modüler yapı sayesinde işletmeler altyapılarını istedikleri anda “tak-çıkar” yöntemiyle yenileyebiliyor, geliştirebiliyorlar.

Sunduğunuz çözümlerin diğer mevcut çözümlerden farkı nedir?

En önemli farkı istenildiği anda donanımın ihtiyaca göre değiştirilebilmesinin ardında yatıyor. Örneğin başka hiçbir şey değiştirmeden 3 nesil ileriye kadar sadece işlemciyi yükseltmek mümkün hale geliyor. Hem de diğer sistemler gibi, sistemi tamamen kapatıp sunucunun içine donanım ilave ederek değil, yazıcılardaki bir kartuşu değiştirir gibi Lego benzeri bir yapıyla doğrudan sisteme takarak.

PowerEdge MX, teknik gelişmiş özelliklerinin yanında Dell Technologies’in 15. jenerasyon sunucu üretimindeki yıllara dayanan Ar-Ge üstünlükleri ve müşteri deneyimlerinin kattığı,  mimarideki yenilikleri ve  gelişmiş yönetim yazılımı OME (Open Manage Enterprise) ile müşterilere çok avantajlı bir  toplam sahip olma maliyeti sağlıyor.

OME’in getirdiği yenilikler ile müşterilerimiz tek bir konsoldan, modüler ürünlerin yanı sıra tüm sunucu portföyünü rahatlıkla yönetebilir. Tüm portföy üstünde gelişmiş profil bazlı yönetim yapabilirler. Unified Restfull API seçeneği ile tüm kısımların bilgi işlem, depolama ve ağlarını kolaylıkla yönetebilir ve OME’nin gelişmiş özellikleri ile  VSphere, MS System Center gibi sistem yönetim araçlarına farklı ara yüzlerden giriş yapmadan OME içinden yönetim sağlanabilir.

 

Röportaj : Serhan Türkmenoğlu

Teknoloji Makaleleri