DHL Express, Cranfield School of Management ile B2B hizmet veren şirketler için mevcut trendleri ve uluslararası e-ticaret potansiyelini araştırdı.
Rapor, sınır ötesi e-ticaret olanakları geliştiren işletmeler tarafından kullanılan belirli dijital özellikler ve stratejiler için pratik yollar gösteriyor ve şirketlerin kendi e-ticaret gelişimlerini daha iyi anlamalarına ve kıyaslamalarına yönelik bir çerçeve sunuyor.
DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen, raporla ilgili olarak: “Son yıllarda, B2C e-ticaretinin diğer sektörlerin çoğundan daha hızlı büyüdüğünü görüyoruz. DHL Express’in hacminde, premium sınır ötesi gönderilerin oranı %10’dan %20’lerin üzerine çıktı. Bu çalışmanın gösterdiği gibi, uluslararası B2B e-ticaret de dinamik bir hızla büyümek için aynı potansiyele sahip. DHL Express ağı, bunu dünyanın dört bir yanındaki işletmeler için mümkün kılacak. Biz de inanıyoruz ki e-ticarette B2C’nin sahip olduğu büyüme potansiyeli, B2B alanında da mevcut. E-ticaret bu bakımdan Türkiye’deki üreticiler ve internet perakendecileri açısından da önemli fırsatlar sunuyor” dedi.
E-ticaretin, halihazırdaki birçok şirketin genç ve atılımcı şirketlerle mücadele etmesini gerektirirken aynı zamanda B2B şirketlerinin işleyiş şeklini radikal bir şekilde dönüştürdüğünü aktaran Lassen, dünya çapındaki yeni pazar fırsatların değerlendirilmesiyle ilgili de bilgi verdi: “Bugünün en başarılı e-ticaret şirketleri, zenginleştirilmiş müşteri deneyimini kişisel online alışveriş faaliyetlerimiz üzerinden yaşadıklarımızla karşılaştırılabilir bir hale getiriyor. Bu değişken pazar ortamında rekabet etmek için B2B şirketleri de tedarik zincirlerini değiştirmek, daha şeffaf, daha modern, uyumlu ve esnek olmak zorunda. B2B sektörüyle uzun yıllara dayanan ilişkilerimize ve sınır ötesi B2C hizmetindeki başarımıza dayanarak DHL Express sektördeki şirketlerinin e-ticarete daha aktif şekilde katılmalarına yardımcı olmak için çok iyi bir konuma sahip olduğunu söyleyebilirim.”
Forrester Research’e göre, sınır ötesi B2B alışveriş hacminin önümüzdeki beş yıl içinde 1.2 trilyon ABD dolarına ulaşması bekleniyor. Bu potansiyelden yararlanmak için şirketler, B2C online alışverişe uygun olarak, daha esnek, ölçeklenebilir ve mobil bir deneyim sunmalı. Yine de B2B işlemleri, B2C’den farklı bir yaklaşım gerektiren temel farklılıklar gösteriyor. Ürün katalogları ve canlı müşteri desteği gibi belirli web sitesi özelliklerine ve işlevlerine adapte olmak, ön ve arka uç sistemler ile uçtan uca lojistik süreçlerin daha iyi entegre edilmesi, bahsi geçen müşteri deneyimini sağlamanın yollarını arayan B2B şirketleri için büyük önem taşıyor.
Uluslararası ekspres lojistik firmaları denizaşırı talepleri, kapıdan kapıya iletim ve mümkün olan en iyi hizmeti sunan global ağlarla karşılayabilir. Bu, B2B şirketlerinin düşük hacimli pazarlardaki geniş depolama ve dağıtım ağlarına ihtiyaç duymadan, yeni müşteri segmentlerinden etkin şekilde iş almalarına imkan verir. Aynı zamanda e-ticaret şirketlerine daha fazla marka güvenilirliği, kredibilite sağlayarak ve lojistik süreçlerine düzen getirerek dolaylı faydalar da sunan bu ağlar, envanterde geçirilen süreyi azaltarak ve siparişlerde tam görünürlüğü sağlayarak finansal riskleri en aza indirir.
Masa başı araştırmalardan ve derinlemesine görüşmelerden oluşan bir kombinasyona dayanarak hazırlanan rapor, B2B e-ticaret platformları için hayati önem taşıyan beş özellik kategorisini tanımlıyor: Dijital altyapı, müşteri deneyimi, müşteri kişiselleştirme, sorunsuz entegrasyon ve lojistik senkronizasyonu. Rapor ayrıca, bu beş kategoride yeteneklerini daha da geliştirmek isteyen şirketlere pratik öneriler de sunuyor. Bu öneriler, daha iyi veriler yakalamak ve müşteri bilgilerini geliştirmek için iş zekası araçlarını kullanmak ya da çok kanallı satış ağları geliştirirken ilham almak için büyük perakendecilerin tedarik zincirlerine bakmak gibi konuları da içeriyor.