Uluslararası araştırma şirketi Ipsos tarafından yapılan elektronik imza kullanım alışkanlıkları araştırmasının sonuçları açıklandı.
Bulgulara göre, yetkili kişiye ulaşılamaması nedeni ile onay süreçlerinde ortalama 3,5 günlük gecikmeler yaşanıyor. Katılımcıların yüzde 73’ü e-imza sonrasında imza süreçlerinin bir saatten daha az sürdüğünü belirtiyor.
Ülkemizde e-imza kullanım alışkanlıklarının belirlenmesi için yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, e-imza kullanıcıları en çok %50 ile e-Devlet uygulamalarını kullanıyor. Bu oranı % 49 ile kamu projeleri takip ediyor. Bankacılık işlemleri ise %23 ile bu alanda üçüncü sırada. E-imzası olan profesyonel meslek sahiplerinin yüzde 40’ı her gün e-imza kullanıyor. Haftada birkaç kez kullananların oranı yüzde 22 iken ayda birkaç kez kullananların oranı ise yüzde 17. Araştırmaya katılanların yüzde 32’si e-imzanın yüzde 50’nin üzerinde kâğıt tasarrufu sağladığı konusunda hemfikir.
Onay süreçleri bir gün ila bir hafta arasında sarkıyor
İş süreçlerinde sıkça birim yöneticilerinin imzasına ihtiyaç duyuluyor. İmza toplama süreçlerinin uzaması işlerin sekteye uğramasına neden oluyor. E-imza sayesinde yöneticiler imzalarını ofis dışında olduklarında da uzaktan kullanabildikleri için iş süreçlerindeki gecikmelerin önüne geçiliyor. Araştırmada yetkili kişiye ulaşılamaması nedeni ile imza ve onay süreçlerinde ortalama 3,5 günlük gecikmelerin yaşandığı görülüyor. Katılımcıların yüzde 43’ü projeye onay verecek kişinin ofis dışında olmasının 1-2 günlük gecikmeye neden olduğunu belirtirken, yüzde 29’u gecikmenin 2 ila 4 gün arasında olduğunu, yüzde 9’u ise 5-6 gün sürdüğünü ifade ediyor. Yüzde 20’ye yakın bir kesim ise bir hafta veya üzerinde gecikmeler yaşandığını dile getiriyor.
Katılımcıların yüzde 81’ine göre kâğıt kullanımı gereksiz bir maliyet
Islak imza ile e-imza arasındaki farkları değerlendiren katılımcıların yüzde 81’i kâğıt çıktı almanın gereksiz bir maliyet kalemi olduğunu düşünüyor. Islak imza toplamanın zaman ve emek kaybından dolayı iş süreçlerini yavaşlattığını ve kesintilere yol açtığını ifade edenlerin oranı yüzde 78. Islak imza toplamak için çok fazla zaman harcandığını aktaranların oranı yüzde 76. Resmi işlemlerde ıslak imza toplamanın fazladan iş gücü harcanmasına neden olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 72.
E-imza ile onay bir saatten daha az sürüyor
Araştırmada ortaya çıkan diğer bir veri, elektronik imza kullanımından sonra işletmelerde onay süreçlerinin hızlanması. Katılımcıların yüzde 82’si e-imza sonrasında imza süreçlerinin iş yükü içindeki payının yüzde 10’un altına indiğine dikkat çekiyor. Katılımcıların yüzde 73’ü e-imza sonrasında imza süreçlerinin bir saatten daha az sürdüğünü belirtiyor.
Islak imza ile onay 3 günden 3,5 güne çıktı
2013’te Türkiye’de e-imza alanında ilk kez yapılan araştırma sonuçlarına göre, iş dünyasındaki ıslak imza süreçleri ortalama 3 iş günü sürerken yeni araştırmada bu süre 3,5 güne çıkmış durumda. Katılımcılar, ıslak imza toplama süreçlerinin daha fazla zaman aldığını düşünüyor. Bu da ıslak imza toplamanın daha çok iş gücü kaybına neden olduğunu gösteriyor.
Kullanıcılara göre en önemli fayda hız
Araştırmada e-imzanın getirdiği en önemli faydanın yüzde 72 oranı ile “onay işlemlerini hızlandırması” olduğu görülüyor. 2013’te ilki yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 41’i e-imza ile “daha etkin ve güvenli bir ortamda bilgi alışverişi yapılıyor” derken bu oran 2017’de yüzde 48’e çıkmış durumda.
Kâğıda dayalı kültürden e-ortama geçiş hızlandı
Gelişen teknoloji ve çoğalan e-imza alanlarının etkisiyle daha fazla elektronik imza kullanıldığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “Ipsos tarafından E-GÜVEN için yapılan bu araştırma, e-imza alanında farkındalık düzeyinin arttığına işaret ediyor. İş süreçlerinin kâğıda dayalı kültürden elektronik ortama taşındığını gözlemliyoruz. Araştırma, e-imzanın kullanıcılarına ne tür avantajlar sağladığına ışık tutması açısından önemli bir referans niteliğinde.” dedi.