Havven, rezerve dayalı çift token sistemi sayesinde günlük işlemler için sabit ve güvenli bir çeviri aracı sunan kendi stablecoin çözümünü piyasaya sundu.
Havven kripto para birimlerinin en büyük sorunlarından biri olan kısa dönemli dalgalanmalara karşı duracak kripto para sistemini ve kendi stablecoin’ini duyurdu. Havven’in çözümü Blockchain teknolojisini ve Ethereum altyapısını kullanarak, rezerv sistemiyle istikrarlı bir çevirim aracı oluşturmayı hedefliyor. Geliştirilen platform, Nomin adı verilen istikrarlı token’lar ve onları destekleyen “Havven” adlı rezerv token’lar olmak üzere iki farklı token’dan oluşuyor. Sabit bir para politikasıyla çalışan Bitcoin sistemi, Bitcoin’e duyulan talepteki değişikliklere göre düzenleme yapılmasına izin vermiyor. Bu sebeple, talepteki değişimden ötürü Bitcoin fiyatlarında çok hızlı iniş çıkışlar yaşanabiliyor. Havven’in geliştirdiği çift token’lı sistemde ise kripto para kendi kendini stabil hale getirebiliyor.
Çift token sistemi nasıl çalışıyor?
Havven Kurucusu ve CEO’su Kain Warwick sistemi basitçe şöyle anlatıyor: “100 milyon dolar değerinde bir altın rezervine sahip olduğunuzu düşünün. Bu altını 1 dolar değerinde altın paralara çevirerek günlük hayatta harcayabilirdiniz. Ancak burada şöyle bir risk ortaya çıkıyor: Altının fiyatı değiştikçe, ilk başta 1 dolar değerinde olan altın paraların değeri de sürekli artıp azalabilir. Bu sorun nasıl çözülür? Elde bulunan altının dolar karşılığı kadar 1 dolar basılarak. Bu sayede elinizdeki para altının değerindeki değişimden etkilenmez. Toplam altınınızın değeri arttıkça da daha fazla 1 dolar basardınız. Bu bahsettiğimiz aslında altına dayalı rezerv sisteminin ta kendisi! Bildiğiniz üzere uzun zaman önce bu sistem terk edildi ve beraberinde birçok sorun getirdi. Havven projesiyle biz, bu sistemin bir benzerini Blockchain teknolojisinin basit ve güvenli altyapısından faydalanarak kurmak istiyoruz. Sistemdeki Havven, yani rezerve token’lar, altın gibi düşünülebilir. Havven’lar sınırlı sayıda, 100 milyon adet olacak. Sistemde yer alan ve ABD Doları’na sabitlenmeye çalışılacak olan Nomin’ler, yani stablecoin’ler ise istikrarlı olmaları sayesinde al/sat işlemlerinde bir araç haline gelecekler. Havven sisteminde, Havven token sahipleri, sistemin yaratacağı değişken teşviklerle Nomin’lerin ABD Doları’na karşı sabitlenmesini sağlayacaklar. Örneğin, stablecoin Nomin’e talep olduğunda ABD Doları karşısında değer kazanması, Havven sahipleri tarafından piyasaya daha fazla Nomin sürülerek önlenirken, tersi durumda piyasadan Nomin çekilecek. Havven sahipleri bu işlemlerden ödüllendirilmelerinin yanı sıra, Nomin’e artan taleple, Havven’in bir rezerv token olarak değerlenmesinden de fayda sağlayacaklar.”
İstikrar sorununa basit bir çözüm getiren stablecoin ve rezerve teminat yöntemi elektronik ortamda ve anlık olarak çalışan, işlevsel bir al/sat ortamı sunarken, günlük kullanım için de ekonomik döngüye dahil edilebilecek güvenilir bir kripto para alternatifi oluşturuyor. Havven, Şubat 2018’de token satışını başlatacağı bu sistemle Blockchain’in yaygınlığını artırarak paraya ilişkin teknolojileri de geliştirmeyi amaçlıyor.
Geleneksel para ve diğer varlık sahipliği türleriyle elde edilen hesap birimi, al/sat ve tasarruf aracı işlevlerinin tümü, Havven’in dijital ödeme yöntemiyle elektronik ortamda ve anlık olarak karşılanabiliyor. Teknolojinin son dönemde para işlemi yöntemlerine olan etkisi, pazar erişilebilirliğini ve ekonomik büyümeyi hızlandırdı. Kredi kartları, hisse senetleri ve online hesaplar; süreçlerin ve ticaretin teknolojiyle nasıl güçlendirilebileceğini gösteren modern birer yönteme dönüştü. Geliştirilen sistemle aynı adı taşıyan Havven kripto para, kullandığı stablecoin ile ABD doları gibi geleneksel para birimlerinden beklenen istikrarlı değeri korurken, elektronik olarak ve anlık işlem yapılabilmesi, işlem bilgilerinin sonradan değiştirilememesi ve adem-i merkeziyet (decentralization) gibi Bitcoin avantajlarını da sağlıyor.
Açık kaynaklı, şeffaf ve güvenilir sistem
Havven sistemi, merkezi olmayan sistemlerin ve platformların geliştirilmesini desteklemek amacıyla Ethereum ağı üzerine kurulu açık kaynaklı bir protokol olarak sunuluyor. Geliştirici ekip bu yaklaşımı tercih ederek, sistemin şeffaflığını ön plana çıkarmayı ve sisteme duyulan güveni artırmayı hedefliyor. Bir şirket kurmak ya da kapalı kaynak kodlu bir proje geliştirip, erişim için ücret almak, geliştiricilere göre kripto topluluğun temelinde yatan eşitçilik ve tarafsızlık ilkelerine ters düşüyor. Proje için kullanılan lisanslama, dileyen her şahsın ya da şirketin bu kodu kullanarak protokolü kendi süreçlerine entegre etmesine olanak tanıyor. Böylelikle sistemin daha hızlı benimsenmesi bekleniyor.
Havven tarafından kullanılan stablecoin, fiyat istikrarı için tasarlanmış bir kripto para olarak hem hesap birimi hem de al/sat aracı olarak değerlendirilebiliyor. Kripto parayı destekleyen varlıklar ise sistemin kendi içinde tutulan rezerve token havuzundan oluşuyor. Stablecoin ile işlem yapan kullanıcılardan elde edilen ücret, sistemin devamlılığına karşılık rezerve token sahipleri arasında dağıtılıyor. Yani sistemin rezervlerini devam ettirmek için aktif katılım gösterenler ödüllendirilirken, para birimini kullananlardan küçük ücretler alınıyor. Böylelikle Havven’in kurduğu para sistemi katılımcılığı ödüllendirirken, değer artışını sürekli kılıyor.
“Şu an etkin ve adem-i merkeziyetçi (decentralized) bir hesap birimi bulunmuyor,” diyen Havven Kurucu ve CEO’su Kain Warwick, “Avustralya’nın ilk kripto para ödeme sistemi ve uluslararası para transferi şirketi blueshyft’i kurarken elde ettiğim tecrübeler bana gösterdi ki, kripto ekonominin benimsenmesini hızlandırmanın tek yolu herkesin ve her kurumun anlayabileceği istikrarlı bir para birimi geliştirmekten geçiyor. Havven ile geliştirdiğimiz açık kaynaklı protokol ile güven faktörünü ortadan kaldıran ilk stablecoin’i yaratmayı hedefliyoruz,” diye konuştu.