Deloitte raporuna göre Türkiye’de FinTech yatırımlarının miktarı 2016’da bir önceki yıla göre %175 büyüyerek 29 milyon dolara ulaştı.
Şu an yaklaşık 15 milyar dolar büyüklüğe sahip Türkiye FinTech sektörünün, yılda ortalama %14’lük bir büyüme ile gelişmesini sürdüreceği ön görülüyor. Türkiye, yakın gelecekte jeopolitik avantajını da kullanarak, finansal teknolojilerde bölgesel bir merkez haline gelme potansiyeline sahip.
Türkiye’de profesyonel hizmetler alanındai 30 yılı geride bırakan Deloitte, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve FinTech İstanbul işbirliği ile ‘Türkiye FinTech Ekosistemi’ raporunu yayınladı.
Rapora göre, Türkiye’de 2012 yılında 4,6 milyon dolar olan FinTech yatırımlarının miktarı 2016 yılında bir önceki yıla göre %175 büyüme göstererek, 29 milyon dolara ulaştı. Girişim sermayeleri ve melek yatırım ağları son 4 yılda (2012-2016) ülkedeki FinTech girişimlerine toplam 53,2 milyon dolarlık yatırım yaptı.
Türkiye’de FinTech pazarı, 200’ün üzerinde şirket ile hâlihazırda yaklaşık 15 milyar dolar büyüklüğe sahip ve yılda ortalama %14 oranında büyüyor. Söz konusu hızlı büyüme ve gelişime rağmen, Türkiye’de nispeten yeni olan finansal teknolojiler alanı henüz yeterli büyüklüğüne ulaşmadı. Bu durum bir yandan, FinTech alanındaki yüksek potansiyele de işaret ediyor.
Raporda; yenilikçilik, müşterilere yakınlık, inovasyon, uzmanlık, regülasyonlar, devlet teşvikleri ve yabancı sermayeli girişimler gibi FinTech pazarının büyümesinde etkili olan faktörler konusunda ülkemizin henüz mükemmel bir seviyede olmasa da gelişmekte olan bir ekonomi için olumlu ve umut veren bir görünüm sergilediği ifade ediliyor. Hem küresel hem de yerel boyuttaki ekonomik ve politik dalgalanmalara rağmen sağlam kalabilen Türkiye finans sektörü ve bankacılık sisteminin, FinTech sektörünün gelişiminde ana itici kuvvet rolünü üstlendiği görülüyor.
Raporda aynı zamanda; İstanbul Finans Merkezi vizyonu çerçevesinde daha da güçlenme yolunda olan finans ve bankacılık sektörünün yanı sıra, ülkedeki genç ve dinamik iş gücü ile özellikle teknoloji, finans ve bankacılık sektörlerindeki yetenekli insan kaynağının da FinTech ekosisteminin son yıllardaki hızlı büyümesinde etkili olduğu tespit ediliyor.
‘Türkiye FinTech Ekosistemi’ raporunu değerlendiren Deloitte Türkiye Risk Danışmanlığı Ortağı Cüneyt Kırlar, “Teknolojinin uzun süredir finans dünyasının kalbinde yer almasıyla birlikte, son yıllarda finansal teknolojilerin rüzgârı daha hızlı esiyor ve bu etki hem küresel düzlemde hem de Türkiye özelinde çok ciddi biçimde hissediliyor. Türkiye FinTech ekosistemi ülkemizdeki güçlü bankacılık sisteminin de desteği sayesinde, yeni girişimler ve yatırımcılarla her geçen gün artan bir hızla büyüyor” dedi.
Bankalararası Kart Merkezi CEO’su Soner Canko da konu hakkında şu görüşleri ifade etti; “Genç nüfusumuz, coğrafi konumumuz, dinamik girişimcilik kaynağımız ve güçlü finans sektörümüz ile FinTech alanında büyük bir avantaja sahibiz. Bu özellikleriyle Türkiye’nin son yıllarda yaptığı atılımı daha da ileri taşıyarak, FinTech girişimleri için ideal ülkelerden biri haline geleceğine; yatırımcıların daha çok ilgisini çeken, dünya markası FinTech şirketlerinin yer aldığı bir ekosisteme kavuşacağına inanıyoruz.”
Rapora katkı sunan FinTech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı ise, Türkiye’nin güçlü bir bankacılık sistemine sahip olduğunun altını çizerek, şunları söyledi; “Kartlı ödeme sistemlerinin yaygınlaşması ve mobil teknolojilerin yoğun biçimde kullanımı, ülkemizde FinTech start-up’larına ciddi fırsatlar sağlamaya başladı. Bu durum, ülkemizin uzun vadede FinTech konusunda önemli bir yere sahip olacağının da öncü göstergesidir.”
Deloitte’un ‘Türkiye FinTech Ekosistemi’ raporunda dikkat çeken başlıklardan bazıları ise şöyle:
Yatırım çeken ve gelişime açık alanlar hangileri?
Rapora göre; ödemeler, mobil bankacılık, varlık yönetimi, borç verme, InsurTech (sigortacılık), sermaye piyasaları (finansal modelleme ve analiz yazılımları), crowdfunding ve Blockchain-bitcoin dünyada yatırım çeken öncelikli alanlar. Türkiye’de ise B2B ve B2C alanlarında genellikle ödemeler, mobil bankacılık, varlık yönetimi, sermaye piyasaları ve dijital para birimi alanları daha fazla öne çıkıyor. Ülkemizde FinTech ekosistemi oyuncularının daha çok ön ödemeli kartlar, cüzdan uygulamaları, ödeme takibi, offline ödeme, para transferi, indirim ve sadakat kartları ile bütçe yönetimi, tahsilat, POS yönetimi, ön muhasebe, VPOS, yazarkasa, bankacılık yazılımları ve kredi skorlama gibi alanlarda faaliyet gösterdiği görülüyor.
FinTech potansiyeli gelecekte nereye kayacak?
Raporda, kullanımı farklı alanları aynı anda etkileme özelliğine sahip ve gelecekte finansal hizmetlerde birçok kesimi ilgilendirecek olan Blockchain teknolojisinin dikkate değer bir potansiyel taşıdığı belirtiliyor. Ayrıca, teknolojik olarak mobil üzerinden kullanılacak sistemler, özellikle temassız ödemeler ve IoT de ön plana çıkabilecek alanlar arasında gösteriliyor. Bankacılık açısından değerlendirildiğinde ise, özellikle dünyada PSD2 direktiflerinin kabul edilmesi ile API bankacılığının önünün açılmış olmasından hareketle, startup’ların bankaların açmış oldukları API’ler sayesinde tüketicilere daha hızlı, güvenilir ve esnek ürünler sunabilme potansiyeline erişecekleri öngörülüyor. Diğer yandan, bankaların gelecekte birer platform haline dönüşecek olmasıyla birlikte, dijital bankacılık alanındaki hızlı ilerlemeleri de bugünden öngörmenin mümkün olduğu ifade ediliyor.
InsurTech ve Blockchain alanında faaliyet gösteren start-up’ların sayısının da giderek artmaya başladığı belirtilen raporda; ürün ve hizmetlerini artık mobil uygulamalar yardımıyla müşterilerine sunan sigorta sektöründe de bir hareketlilik olduğunun altı çiziliyor. Tüm bu veriler ışığında, finansal hizmetler sektörü ve buna bağlı olarak FinTech alanının gelecekte hızlı bir büyüme potansiyeline sahip olduğu tespitine yer veriliyor.
Özetle, Türkiye’yi FinTech alanında nasıl gelişmeler bekliyor?
Rapora göre Türkiye’deki FinTech ekosistemi hızla büyüyor ve bu alandaki yatırımların da artması bekleniyor. Ülkemizdeki güçlü finans sektörü ve bankacılık sisteminin, İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olma vizyonunun ve bankaların FinTech start-up’larına karşı destekleyici tavırlarının, beklenen ve yaşanacak olan bu büyümede çok önemli bir rol oynayacağına işaret ediliyor. Bulut tabanlı temassız ödemeler, lokasyon bazlı ödemeler, giyilebilir teknolojiler ve nesnelerin interneti kavramlarının geleceğin dünyasında daha sık yer alacağından yola çıkılarak; FinTech’in önemini ve ekosistemin genişliğini önümüzdeki yıllarda birkaç kat daha artıracağı tahmin ediliyor.
Bu olumlu tablo bir bütün olarak değerlendirildiğinde de; Türkiye’deki FinTech sektörünün yılda ortalama %14’lük büyüme oranıyla gelişmeyi sürdürebileceğine ve ülkenin jeopolitik avantajının da kullanılması sayesinde yakın bir gelecekte bölgesel bir finansal teknolojiler merkezi haline dönüşebileceğine işaret ediliyor.