Veri depolama ve yönetimi alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden NetApp’ın Teknolojiden Sorumlu Yöneticisi (CTO) Mark Bregman, 2017 yılı ve sonrasında dünyayı etkileyecek teknolojiler ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Bulut ekosisteminin, adeta bir bitpazarı gibi herkesi bir araya getirdiğini ve bu sayede inovasyonların önünün açıldığını belirten Bregman’a göre bu pazarın para birimi ise artık veri. Bu değişim nedeniyle bugünün niş çözümlerinin geleceğin ana akımına dönüşeceğine dikkat çeken Bregman, flaş teknolojisinin bu devrimde üstlendiği önemli rolünü devam ettireceğini de söyledi.
Mark Bregman’ın teknoloji dünyasının geleceği ile ilgili oldukça dikkat çeken değerlendirmesinin tamamı ise şu şekilde:
“Yeni para birimi artık veri”
Günümüzün dijital ekonomisinin neden olduğu veri patlaması iş dünyasını da kökten değiştirdi. Daha önce veriler ile ticaret yapmanın yerini yavaş yavaş verinin kendisi ticarettir mantığı alıyor. Başarı için verinin bu denli önemli hale gelmesi de veriyi dijital çağın yeni para birimi haline getirdi. Veri ayrıca iş modellerinden teknolojiye ve kullanıcı beklentilerine kadar kurumsal hayatın birçok alanında değişimi yaratacak potansiyele de sahiptir. Bu anlamda Uber ve Airbnb gibi yeni şirketlerin ortaya çıktığına şahit olduk. İşin daha da ilginç hale gelen kısmı ise kurumların daha önce toplamayı düşünmediği yeni veri tiplerinin de ortaya çıkmış olması. Örneğin daha önce sadece kritik öneme sahip işlem verilerini kaydedip depolarken artık derin analizler için işlemlere ait verilerin etrafını saran devasa miktarda daha ayrıntılı ve yardımcı verileri de depolamaya başladık. Bu verilerin içerisinde internet yayınlarına yapılan tıklamalar olduğu gibi pazar hakkında bilgiler verebilecek hava ve diğer dış faktörlere dayanan veriler dahi olabiliyor.
“Bulut, bir bitpazarı gibi herkesi bir araya getiriyor”
Verilere odaklanmak, sunulan servislerin her çeşit kritik sorunu çözecek şekilde bir arada çalışmasını sağlayan bir evreni de gerekli kılıyor. Bunun için de platformlara destek verilmesi ve bu destekleri sunacak servis sağlayıcı ile geliştiricilerden oluşan bir ekosistem gerekiyor. Buna en güzel örnek olarak Amazon Web Services verilebilir. Bu hizmet her geçen gün daha da zenginleşerek geniş servis setlerini bir araya getirecek şekilde gelişti. Bu tarz platformlar iyi bir “bitpazarı” gibi verimli bir döngü de yarattı: İnsanlar satın almak için buraya gidiyor, çünkü insanlar ürünlerini burada satıyor. Satıcılar ürünlerini satmak için buraya gidiyor, çünkü alıcılar ürün almak için burada bulunuyor. Ayrıca kritik konularda yetenekli insan bulmak zorlaştıkça, genele yayılmış bu platformlara daha fazla yetenekli kişi de akmaya başlıyor. Özel yeteneklere sahip kişiler ilgilerini çeken projelere çekilebiliyor ve bu kişiler ilgi duydukları alanlarda çalışmak için bol miktarda genel platform ve araç bulabiliyor.
“Bulut, teknoloji dünyasında inovasyonların önünü açıyor”
Her geçen gün daha fazla organizasyon, veri ihtiyaçlarını karşılamak için bulut teknolojileri kullanmaya başladı. Bulut tabanlı hizmetlerin hazırda var oluşu inovasyon için gerekli olan altyapıya erişimi oldukça kolaylaştırdı. Bunun da nedeni bu servislerin projelerin geliştirilmesi önündeki bariyerleri azaltması: tek bir kredi kartı ve AWS hesabı ile yeni projeler bir gün içerisinde oluşturulabiliyor ve kullandıkça öde modeli ile devam ettirilebiliyor. CloudSync bunun önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. Bu hizmet altı mühendis tarafından altı ay içerisinde CAPEX (sermaye giderleri) olmadan hayata geçirildi. Yeni kullanıma dayalı tüketim modelleri ve yeni ölçeklenebilirlik, uyumluluk ve veri korumaları ile birleşmiş servis şeklinde platform yapısı sayesinde bulut altyapıları, her ölçekten ticari kurumlar için temel altyapılara dönüştü.
“Bugünün niş çözümleri geleceğin ana akımına dönüşecek”
Tüm bu değişimler, nihayetinde yeni teknolojilerin hüküm sürdüğü bir döneme bizleri götürüyor, özellikle yeni uygulama paradigmaları formunda. Bu değişimi günümüzün DevOps hareketlerinde ortaya çıktığını görüyoruz. Bu nedenle artık mikro servislere, açık kaynaklara ve konteynerleştirmeye dayalı kompozisyonel programlama ortaya çıktı. Şu an için tüm bunlar niş çözümler olarak görülüyor ancak inovasyonun hızı, rekabette daha hayati bir silaha dönüştükçe bu çözümler hızla ana akım haline gelecektir. Böylece, bu teknolojiler ticaret ve yeteneğin entegrasyonu arasındaki uyuşmazlığı daha da azaltacaktır. Ethernet’in standart bir ağ ve Linux’un standart bir işletim sistemine dönüşmesi gibi.
“Flaş teknolojisi veri depolama ve yönetiminde devrim yapmaya devam edecek”
BT altyapıları yeni bulut altyapılarını ve yeni uygulamaları barındıracak şekilde evrim geçirdikçe çok daha geniş çaplı depolama teknolojileri de ortaya çıkacaktır. Flaş depolamanın sunduğu verimlilik ve performans avantajları ile nasıl hızla yaygınlaştığını gördük. Bunun gibi hiper-bütünleşik altyapılar da (HCI) basitlik ihtiyacını karşılayan ve depolamayı yöneten kaynak kullanımını azaltan yeni BT altyapıları olarak öne çıkmaya başladı. HCI çözümlerinin ilk dalgası bu açıdan iyi iş çıkarsa da esneklik ve ölçeklenebilirlik açısından diğer gereklilikleri karşılamadı. Web üzerinden ölçeklenebilirlik getirmek, ihtiyaç duyulduğunda işlem gücünü depolamaya göre ayarlama esnekliği kazandıracak, işlem gücü ve depolamayı ayrı ayrı güncelleme imkanı sunacak, daha kolay ve uygun maliyette ölçeklenebilirliğin önünü açacak. Bir sonraki HCI dalgası ile bu ihtiyaçları karşılayacak şekilde web üzerinden ölçeklenebilir bütünleşik altyapılar görebiliriz.
“Veri yönetimi yazılımlarında basitlik öne çıkacak”
Belki de en dikkat çekici değişim, kullanıcıların iPhone benzeri basitlik ve öz yönetim, uygulama ve servislerin entegrasyonu gibi beklentileri oldu. Bu beklentiler veri depolama ve yönetim alanındaki tüm teknolojilerin gelişimini de etkiliyor. Kullanıcıların mobil uygulamalardaki basitlik deneyimleri, veri yönetim yazılımlarında da kullanılabilirlik ve basitlik beklentilerini arttırdı. Ticari açıdan baktığımızda ise şirketler de artık bu tarz basitlikleri istiyor. Çünkü bu sayede verilerine daha geniş bir erişim imkanı sağlarken aynı zamanda bu verilerini yönetmek için daha ucuz kaynaklar kullanabiliyorlar.