Küresel anket katılımcılarından yüzde 75’i çalışan üretkenliğini artırma ihtiyacının dijital dönüşümü tetiklediğini belirtirken, katılımcıların yüzde 85’i güvenlik birimleriyle bir arada çalışmanın dijital dönüşüm sürecinin önünü tıkamasından endişe ediyor.
Dell, bugün dijital dönüşümün iş dünyasında hızla büyüyen bir gerçek olduğunu gösteren küresel Dijital Dönüşüm Güvenliği Anketi’nin sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, güvenlik biriminin sıklıkla dijital dönüşüm önünde bir engel olarak görüldüğünü ortaya koydu. Bu nedenle güvenlik ekibinin sürece anlamlı bir etki yaratamayacak kadar geç dâhil edildiğini ortaya çıkardı.
Anket katılımcılarından yüzde 97’si mobilite, bulut uygulamaları, bulut altyapısı ve IoT dâhil olmak üzere dijital teknolojilere yatırım yaptıklarını söylüyor. Yüzde 18’i dijital dönüşüm sürecinin tamamına güvenlik birimini dâhil ettiklerini söylerken, yüzde 85 ise güvenlik ekiplerinin projenin daha erken aşamalarında sürece dâhil edilirse, dijital dönüşüme daha fazla olanak tanıyacağını düşünüyor.
Tüm dünyadaki çoğu kurum, bir dijital dönüşüm sürecinden geçiyor. Ama halen çoğu, kendi işletmelerinin dijital olarak dönüşme boyutlarının tam olarak farkında değil. Tüm anket katılımcılarının yüzde 89’u, sektörlerinde dijital dönüşümün gerçekleştiğinin farkındayken, sadece yüzde 50’si dönüşümün kendi kurumlarında olduğuna inanıyor. Sadece yüzde 27’si ise şirketlerini “dijital dönüşümün ortasında” olarak nitelendiriyor. Ancak, yüzde 72’si mobil, yüzde 68’si bulut ve yüzde 37’si ise IoT projelerine aktif olarak katıldıklarından bahsediyor. Aslında bu veriler bile kendilerinin dijital dönüşüm sürecinde olduğunun göstergeleri.
Dijital teknolojilerin korunmasında yaşandığı söylenen 4 zorluk
Anket katılımcıların yüzde 96’sına göre, dijital teknolojilerin korunmasında şu zorluklar yaşanıyor;
- Kaynak eksikliği,
- Güvenlik ihlali riski,
- Güvenlik ve çalışan verimliliği arasında doğru dengeyi bulamama,
- Kontrol kaybı.
İlginç bir şekilde araştırma sonuçları, katılımcıların yüzde 85’inin ticari kullanıcıların her zaman veya bazen güvenlik ekiplerini birer engel olarak gördüklerini ve onları dijital dönüşüm projelerinin dışında bıraktıklarını söylüyor. Buna karşılık aynı yüzde, bu ekiplerin projeye doğru zamanda dâhil edildiklerinde dijital dönüşümü gerçekten kolaylaştırabileceğinin farkında olduğunu ifade ediyor.
Diğer önemli bulgulardan bazıları ise şöyle:
- Katılımcıların sadece yüzde 18’i tüm mobil, IoT, bulut ve self-servis süreçlere güvenliğin dâhil edildiğini söylüyor.
- Katılımcıların dörtte üçünden fazlası (yüzde 76), güvenliğin dijital dönüşüm süreçlerine çok geç dâhil edildiğine inanıyor.
- Yüzde 85, ticari kullanıcıların süreçlerin engellenebileceği endişesi ile güvenlik ekiplerini sürece dâhil etmekten kaçındığını belirtiyor. Yine de neredeyse üçte ikisi (yüzde 63), bu endişelerin yersiz olduğunu dile getiriyor.
- Ankete katılanların yüzde 90’ından fazlası güvenlik ekiplerinin daha fazla kaynak verilirse işleri daha kolaylaştıracağını belirtiyor.
One Identity Products Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü John Milburn, “Dijital dönüşüm için organize olmak, sadece ‘günümüze uygun yapı’yı seçmek değil, yapıları dijital dönüşüm hedefleri ve mevcut organizasyonun özellikleri ile eşleştirmektir,”1 dedi ve devam etti:
“Bu anket, gözümüzü açan bazı sonuçlar ortaya koydu ve doğrudan müşterilerimizden duyduklarımızı doğruladı. Kurumlar, dijital dönüşümlerini koruma altına alırken zorluklarla karşılaşıyor ve geçerli güvenlik tedbirlerinin işlerini riske attığını fark ediyor. Amacımız, müşterilerimize bu ihtiyaçları karşılayan çözümler sağlamak. Doğru ele alındığında güvenlik; kurumların gelir, kâr, çalışan üretkenliği ve müşteri deneyimi üzerinde doğrudan ve olumlu bir etkisi olabilecek yeni teknolojileri ve uygulamaları girişken bir şekilde benimsemesine olanak tanıyabilir. Doğru yapıldığında güvenlik, bilgi güvenliği yöneticilerinin projelere daha olumlu yaklaşmalarını sağlamanın yanı sıra işletmeleri ileri taşıyan stratejik projeler ve yenilikçi yaklaşımlar sunma gücü verebilir.”