PwC’nin bu yıl yedincisini gerçekleştirdiği 2015 Dijital IQ Araştırması’nın sonuçlarına göre yöneticilerin yüzde 99’u dijital yatırımlardan, gelir artışı gibi hızlı sonuç beklediğini söylerken, sadece yüzde 1’i dijitali kendi sektörlerinde ya da başka sektörlerde değişim gerçekleştirebilecek uzun vadeli yatırımlar olarak görüyor.
Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri şirketi PwC’nin, şirketlerin iş değeri yaratmak için teknolojiyi nasıl kullandıklarını inceleyen geleneksel Dijital IQ Araştırması’nın bu yıl yedincisi gerçekleştirildi. Şirketler içinde dijital yatırımların arttığını ve daha önce hiç olmadığı kadar organizasyonun farklı aşamalarına yayıldığını ortaya koyan 2015 Dijital IQ Araştırması, 51 ülkeden 2.000’e yakın IT ve şirket yöneticisi ile görüşülerek hazırlandı.
Araştırmanın bu yılki sonuçlarına göre güçlü bir gelir artışı ve kar marjıyla doğrudan ilişkili 10 temel aksiyon belirlendi. Dijital IQ araştırmasına katılan şirketler arasında bu 10 davranış üzerinden en yüksek puanı alanların hızlı gelir artışı elde etme ihtimali yüzde 50 daha fazla olduğu görülürken, hızlı kar artışı elde etme olasılıkları da diğer katılımcıların iki katına ulaşıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Müşteri Stratejileri ve Dijital Dönüşüm Hizmetleri Lideri Mustafa Vardar, “Herkes dijitalden bahsediyor ama çok az kişi performansı artıran spesifik liderlik davranışlarını anlayabiliyor. Artık bu durumun değiştiğine dair belirtiler görüyoruz. Dijital uygulamalarda öncü olan şirketler, bugün yapılan yatırımların yarının iş dünyasını nasıl geliştireceğiyle ilgileniyorlar. Bu, özellikle de dijital teknolojilerin giderek yaygınlaştığı günümüzde çok önemli bir yaklaşım” dedi.
Dijital yatırımdan öncelikli beklenti “gelir artışı”
PwC 2015 Dijital IQ Araştırması’na göre şirketler dijital yatırımlardan daha stratejik bir değer elde etmeyi bekliyor. Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 45’i dijital yatırımlardan öncelikli beklentisinin gelir artışı olduğunu söylerken, yüzde 25’i daha iyi müşteri deneyimi, yüzde 12’si ise daha yüksek bir karlılık beklentisi içinde olduğunu belirtti. Küresel katılımcıların yüzde 31’i gelirlerinin yüzde 15’ini dijital yatırımlara ayırdıklarını belirterek, dijital ve iş başarısı arasında bir ilişki gördüklerini ifade etti.
Genel olarak bakıldığında, şirketler bu yatırımları yapmaktaki birincil amaçlarının gelir ve kârlarını arttırmak olduğunu ancak bunu mevcut iş modellerinin sınırları içinde yapmayı tercih ettiklerini vurguladı. Yöneticilerin yalnızca yüzde 1’i, dijital yatırımlardan birincil beklentilerinin, dijitalin kendi sektörlerini ve diğer sektörleri geliştirmesi olduğunu belirtti.
CIO’ların dijital yatırım kararlarındaki etkinliği azalıyor
PwC araştırmasına göre CEO’lar her yıl olduğu gibi bu yıl da şirket yapılarında dijital dönüşümün önemine vurgu yaptı. Dijital yatırımlarda CIO’ların rolü ise değişmeye devam ediyor. Araştırmaya göre bugün ağırlıklı olarak tüm iç ve dış dijital çalışmaları yürüten CIO’ların oranı yüzde 40 iken bu oranın üç yılda yüzde 35’e gerilemesi bekleniyor. Katılımcıların yüzde 65’lik çoğunluğu, CIO’nun kilit sorumluluklarının üç yıl içinde tüm kurumiçi BT çalışmalarıyla ya da kurumiçi BT çalışmalarının yanı sıra inovasyonla sınırlandırılacağını söyledi.
Tüm dünyada şirketlerin, teknolojinin değerini ne kadar anladığı ve teknolojiyi şirket yapılarına ne kadar dahil ettiklerini inceleyen PwC Dijital IQ Araştırması’nın 2015 sonuçlarında daha güçlü bir finansal performansla sonuçlanan 10 temel davranış belirlendi:
- Dijital teknolojileri savunan CEO’lar. İşletme ve BT yöneticilerinin yüzde 73’ü, CEO’larının dijital teknolojilerin savunucusu olduğunu söyledi. 2013’te bunu söyleyen katılımcı oranı yüzde 57’ydi. Bu oranda ciddi bir artış gözleniyor.
- Dijitalden sorumlu yöneticilerin, üst düzey iş stratejilerinde de rol oynamaları. Dijital için gerekli olan ortamı ve bakış açısını CEO’lar belirleyebiliyor ancak dijitali faaliyete geçirenler genellikle CIO ya da CDO’lar oluyor. Özellikle kendilerine ait kar ve zarar çizelgeleri bulunan ve işin önemli bir kısmından sorumlu olan dijital liderlerin üst düzey kararlardaki etkinliği artıyor.
- İş kararlarını destekleyen bir dijital strateji üzerinde uzlaşılması ve bu kararın üst düzey yöneticilerle paylaşılması. Birbirini tamamlayan kararlar alan şirket ve liderler, yatırımlarını en üst seviyeye çıkarıp, çakışma alanları ve kaynak boşluklarını daha iyi saptayabiliyor.
- İş ve dijital strateji konusunda şirkete yeterli şekilde bilgi verilmesi. Organizasyondaki herkes dâhil olmadığı sürece, bir strateji tamamlanmış sayılmaz. Bugün şirketlerin yüzde 69’u iş ve dijital stratejinin işletme genelinde paylaşıldığını söylüyor. Bu oran geçen yıl yüzde 55, 2013 yılındaysa yüzde 50’ydi.
- Yeni teknolojileri uygulamak için fikir toplamak amacıyla dış kaynaklarla aktif ilişkiler kurulması. En iyi performansa sahip şirketler, her yerde, özellikle de kendi şirketlerinin dışında dijital ilham kaynakları bulabiliyor. Yenilikçi şirketler, gelişmekte olan teknolojileri değerlendirmeye daha yatkın oluyorlar. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 69’u, geri kalan şirketlerin yüzde 54’ünün aksine, yaklaşımlarını yalnızca teknoloji temelli olarak niteliyor. Ayrıca, şirketler fikir akışını geliştirmek için farklı kaynaklardan yararlanıyor. Katılımcıların yüzde 63’ü sektör analistleriyle, yüzde 46’sı müşterilerle ve yüzde 44’ü de satıcı ekosistemleriyle aktif ilişkiler kuruyor.
- Dijital şirket yatırımlarının öncelikle rekabet avantajı için gerçekleştirilmesi. Değişen rollerin bir göstergesi olarak, dijital harcamaların yüzde 68’i BT bütçesinin dışındaki bütçelerden geliyor. Geçen sene yüzde 47 olan bu oran, önemli ölçüde arttı. Dijital yatırımlardan sorumlu yöneticilerin görev dağılımı da değişmeye devam ediyor. CIO’ların yüzde 27’si ve CDO’ların yüzde 14’ü bu görevi CEO (yüzde 34) ve CFO’larla (yüzde 13) paylaştığını belirtiyor.
- Verilerin etkin kullanımı ile iş değeri yaratılması. Veriden değer yaratmak çoğu zaman, bu verileri, işletmenin büyütülmesine ya da rakiplerle işbirliği yapılıp yapılmayacağına ilişkin stratejik kararlarda kullanmak anlamına geliyor. Bu da yöneticiler için zor bir durum yaratmaya devam ediyor. Yöneticiler, bu anlamda özellikle davranışsal ve becerilere ilişkin engeller olduğunu, hangi verinin kullanılması gerektiği ya da bunların kendi görevlerine ne gibi faydalar sağlayacağını anlamakta sıkıntı yaşayabildiklerini belirtiyor. Benzer şekilde veri kalitesi ve doğruluğundan emin olmak konusunda da zorlanıyorlar.
- Dijital projelerde güvenlik ve gizlilik risklerine ilişkin proaktif değerlendirme ve planlama yapılması. Şirketler bünyelerine yeni teknolojiler, müşteriler, ortaklar, cihazlar ve veriler kattıkça, ele alınacak karşılıklı bağımlılıklar ve riskler de artıyor. İşletmelerin, siber güvenlik stratejilerinin marka, rekabet avantajı ve hissedar değeri oluşturmalarına ne şekilde yardımcı olacağını düşünmeleri gerekiyor.
- Dijital ve BT bileşenlerinin yanı sıra işletmenin kapasitesini ve süreçlerini kapsayan, uzun yıllara yayılan bir dijital işletme yol haritası. Dijitalin, şirket içinde yaygınlaşması ama aynı zamanda parçalı ve dağınık hale gelmesi sebebiyle, gelişim de inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Bugün şirketlerin yüzde 53’ünün dijital ve BT bileşenlerinin yanı sıra işletmenin kapasitesini ve süreçlerini kapsayan geniş kapsamlı yol haritaları var. Dört yıl önce bu rakam yüzde 63’tü.
- Dijital teknoloji yatırımlarından elde edilen sonuçların tutarlı bir şekilde ölçülmesi. Ölçümde tutarlılık büyük önem taşıyor. İşletmeler ve yönetim kurulları, dijital yatırımlardan elde ettikleri değeri görmek istiyor. Bu konuda en iyi performans sergileyen şirketlerin yüzde 79’u bunun için, büyüme hedeflerinin takip edildiği geleneksel ölçütlerin yanı sıra (yatırım getirisi “ROI” gibi) yeni ölçütleri de dikkate alıyor.