‘Türkiye İnovasyon Haftası’ kapsamında düzenlenen ‘Sıra Dışı Kadınlar’ panelinde 3 sıra dışı kadın bir araya geldi. Sabah Yazarı Şelale Kadak Moderatörlüğü’nde gerçekleştiren panelde katılımcılar, 3 Türk çılgın kadın mucidi bilime katkılarından dolayı ayakta alkışladı.
Amerikalıların ‘Çılgın Türk kızı’ diye adlandırdığı ‘Giyilebilir Kalp Pili’ mucidi Canan Değdeviren, panelde bilim dünyasına kazandırdığı önemli buluşlarını anlattı. Canan Dağdeviren, ABD’de yayımlanan Forbes’ın 35 yaşından küçük 30 bilim insanı arasına girdi. Dağdeviren aynı zamanda Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) bilimsel çalışmalarda adını duyurarak Harvard Üniversitesi’nin genç akademi üyeliğine seçilen ilk Türk insanı oldu.
Türkiye İnovasyon Haftası’nda konuşan Canan Dağdeviren, bilim dünyasını ayağa kaldıran giyilebilir kalp pilinin çocukluk hayali olduğunu söyleyerek, “Giyilebilir Kalp Pili, vücutla uyumlu kalbin atış enerjisini elektrik enerjisine dönüştürüyor. Saç telinden yüz kat daha ince olan aleti kalp hissetmiyor” dedi.
Canan Dağdeviren bir başka önemli projesinin de deri kanserini erken teşhis etmeyi sağlayan dövme olduğunu söyledi. Dağdeviren, derinin herhangi bir yerine yaptırılan dövme aracılığıyla sistemde bulunan küçük devreler aracılığıyla sistemin çalıştığını ve sistemi dermatologlarla birlikte denediklerini ve sonuçların hastalarla uyumlu çıktığını belirtti.
Çipli haplarla vücudun her noktasının dili çözülecek
Canan Dağdeviren Bilim insanlarının daha çok doğadan etkilenmesine karşın kendisinin çevresindeki insanlardan etkilenerek buluşlar yaptığını aktararak, “Yengemi beyin tümöründen kaybettik. Bundan etkilenerek parkinson, alzheimer ve beyin tümörüne sahip insanların ilaç tedavisi sırasında vücutlarındaki zararı önlemek için bir alet geliştirdim. Tasarladığım alet beynin kırık noktalarını buluyor ve ilacı direk o noktalara aktarılmasını sağlıyor. Teyzemi de meme kanseri nedeni ile kaybettik. Bu olaydan sonrada da 2017’de tamamlayacağım bir proje geliştirdim. 4 boyutlu aletler yapacağım. Çipli haplar yutacağız. Bu haplar aracılığıyla vücudumuzdaki her noktanın dilini çözeceğiz” diye konuştu. ‘İnovasyon istiyorsak özgür ortamlar yaratalım’ ifadelerini kullanan Dağdeviren, bilim dünyasında da kadınlara ihtiyaç olduğunu, Türk kültürünü Amerika’da yansıtmaya çalıştığını söyledi.
Hayatın pek çok alanında robotlar
Panelde konuşan ve ilgi gören bir başka isim de robotların hayatımızdaki rolünü ve gelecekteki rollerini anlatan Egzersiz Eğitmeni İnsansı Robot Mucidi Binnur Görer oldu. Görer, bilgisayar mühendisliğinde yapay zeka kısmında araştırma yaptığını aktararak, şöyle devam etti:
“Robotik uygulama alanlarımız Eğitim, Ev Servisi, Arama-kurtarma ve Yaşlı Bakım alanları. Robotlar çocuklarımıza ders anlatarak onların derslerindeki başarısını artırabilir. Yine Ev Servisi robotları tatile çıktığınızda evi kontrol etme konusunda size yardımcı olabilirler. Yaşlılara egsersiz yaptırabilirler. Arama-kurtarma robotları felaketlerde hayati önem taşıyan yardımcılar olabilirler.”
Görme engellilere sinema salonlarının kapılarını açan uygulama
Young Guru Academy (YGA) Proje Lideri Duygu Kayaman, Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında düzenlenen panelde kurduğu Hayal Ortağım sistemi ile görme engellilerin sosyal hayatta karşılaştığı sorunları gidermeye çalıştığını anlattı. Sistemin AVM ve sinemalarda çalıştığını aktaran Kayaman, “Hayal Ortağım sisteminin 150 bin kullanıcısı var. Görme engelli kullanıcılar AVM’ye gittiğinde hangi mağazanın önünde durduklarının bilgisini sistemden öğrenebiliyorlar. Yine Türkiye’nin her sinema salonunda kullanılabilen sistem aracılığıyla filmleri izliyormuş gibi anlamaları sağlanıyor.”
Nano hap yutarak kanser teşhisi yapılacak
Twente Üniversitesi Baş Bilimsel Büyükelçisi Dave Blank da günümüzde nano teknoloji alanında çok önemli inovasyonlar gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Nano teknoloji ile çok küçük objeler üretildiğini vurgulayan Blank, “Nano teknoloji adından çok heyecan duyuyoruz. Çünkü nano teknoloji sayesinde örneğin DNA, alyuvarlar gibi yaşamın çok önemli kaynaklarını inceleyecek kadar küçük boyutlara inebiliyoruz” dedi.
Dave Blank, nano teknolojinin özellikle tıp alanında önemli faydalar sağladığına, nano partiküller sayesinde birkaç dakika içinde vücut içindeki milyonlarca hücrenin incelenebildiğine dikkat çekti. Blank, bu sayede vücut içindeki tümörlerin algılandığına ve DNA içine yerleşen partiküller sayesinde ilaç tedavisinin yapılabildiğine dikkat çekti. Gelecekte laboratuvar gibi çalışacak bir nano hap ile vücutta tümör olup olmadığının da ortaya çıkacağını söyleyen Blank, şöyle konuştu:
“Artık nano teknolojide tıp alanına ilişkin nanopill (nano hap) fikrine doğru geliyoruz. Nano hap, bir anlamda laboratuvar gibi çalışacak. Hap sayesinde özellikle DNA, RNA gibi ölçümler sayesinde kanser araştırması yapılması mümkün olacak. Hap yutulduktan sonra, vücut içindeki mikropları bulup ölçüm yapacak ve bu bilgileri cep telefonunuza iletecek. Bu tür bir ürün henüz pazara sunulmadı. Laboratuvar ortamında geliştirilen bu ürünün elbette sorunu tam olarak çözmesi önemli. Yani hapın tümörün nerede olduğu gibi bilgileri ve fotoğrafları cep telefonuna göndermesi gerekiyor. Dolayısıyla ürün tam olarak bitmeden pazara sunulması şu aşamada mümkün değil.”
TİM ‘Sosyal İnovasyon Ödülleri’ sahiplerine verildi
TİM ‘Sosyal İnovasyon Ödülleri’nde de “Bir kişiden 100 bin TL almak yerine 100 bin kişiden birer TL almak” yöntemini kullanan ‘Birlikte bir ilke’ projesi ile Cemil Cihan Özalevli, YGA-Arçelik işbirliğindeki ‘Bilim Kiti’ projesi ve yine YGA – Turkcell işbirliğindeki ‘Hayal Ortağım’ projeleri elde etti. Proje sahiplerine ödüllerini TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi verdi.