İnternet ortamında verilen kitlelere açık çevrimiçi dersleri tanımlayan ve geleceğin uzaktan eğitim modeli olarak görülen MOOC (Massive Open Online Course) sistemi kullanılarak MOOCTAB adıyla yeni bir proje hayata geçirilecek. TEYDEB’den aldığı hibe desteği ve beş ana ortağın katılımıyla çalışmalarına başlanan proje mevcut sistemlere oranla çok daha gelişmiş bir uzaktan öğrenme imkânı sunmayı amaçlıyor. 8 milyon avro bütçeli Avrupa Birliği projesi MOOCTAB’ın Türkiye’deki güvenlik altyapısından ise, üç yıl boyunca Kobil başta olmak üzere toplamda beş ayrı güvenlik firması sorumlu olacak.
Dijital kimlik alanında sunduğu kapsamlı BT güvenlik çözümleriyle işletmeleri siber saldırılara, veri ve kimlik avcılığına karşı koruyan Kobil, Avrupa’nın en büyük bulut tabanlı dijital eğitim platformu MOOCTAB’ın (Massive Open Online Course TABlet) güvenliğini sağlamak için m-Identity Protection (AST) çözümünü kullanacak. Kobil, proje kapsamında 36 ay boyunca mobil uygulama (app) güvenliği, tablet güvenliği, sayısal hakların yönetimi (DRM), kullanıcıların kimlik doğrulaması ve mahremiyet (privacy – confidentiality) konularında AR-GE çalışmaları yapacak.
MOOCTAB hakkında konuşan Kobil Türkiye Ülke Müdürü Ümit Yaşar Usta, yeni öğretim yöntemlerinin ve dijital teknolojilerin benimsenmesinin yeni dünyada başarının anahtarı olduğunun altını çiziyor. Güvenlik çözümleriyle desteklenen bu altyapıların önemine değinen Usta, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“MOOC TAB’da yer alan beş farklı güvenlik şirketinden dördü Fransız. Güvenlik alanında Türkiye’yi sadece Kobil temsil ediyor. Ücretli dersler için ödeme sistemleri güvenliği sunacağımız projede ayrıca online sınavlarda kimlik tespitinin yapılmasından ve ders materyallerinin internet üzerinden güvenli bir şekilde satılmasından sorumlu olacağız. Bulut, mobil ve giyilebilir cihazlar gibi gelişmekte olan yeni teknolojilerin eğitim alanında dünya çapında fayda sağlayacak araçlara dönüşmesi, kurumlara stratejik rekabet kazandırırken, bireylere de kişisel gelişim ve profesyonel eğitim imkânı sunuyor. Örneğin bu proje sayesinde Kars’taki bir üniversitede okuyan öğrenci, İstanbul’daki bir üniversiteden MOOC TAB aracılığıyla ders alabilecek. Biz de Kobil olarak MOOC TAB aracılığıyla çağa uygun öğrenme tasarımlarının Türkiye ve dünya çapında güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için güvenlik çözümlerimiz ile katkıda bulunacağız. Bu açıdan Türkiye ve Avrupa’daki e-öğrenme dönüşümünün güvenlik ayağında önemli bir misyonu üstleneceğiz.”
1 Ocak’ta TEYDEB tarafından hibe desteği alan ve çalışmalara başlanan MOOCTAB, Türkiye’de üç yıl boyunca beş ana ortak ile yürütülecek. Aralık 2017’de bitirilmesi planlanan proje kapsamında kullanılacak tabletleri Vestel üretecek. Bahçeşehir Üniversitesi’nin içerik sağlayıcı olarak yer aldığı projenin Türkiye koordinatörlüğünü UBİT, teknolojik altyapısını ise Humanayz sağlayacak. Kobil, güvenliğin üst seviyede tutulacağı projeye ödeme ve kimlik güvenliği alanında liderlik edecek. Projenin AR-GE’sinden çıkacak sonuçlar ise, başta Fatih Projesi olmak üzere online eğitim ile ilgili pek çok alanda kullanılabilecek.
MOOCTAB nedir?
İnternetin uzaktan eğitimde yaygınlaşmasıyla birlikte son iki yıldır etkili bir trend olarak yaygınlaşan Kitlesel Çevrimiçi Açık Dersler (Massive Online Open Courses – MOOC), dijital teknolojiler ışığında gelişmekte olan eğitim dünyasında yeni bir evre olarak kabul ediliyor. MOOC’un en önemli özelliği, sınırsız sayıda öğrencinin aynı anda internet üzerinden aynı dersi, eğitimin değerini düşürmeden alabilmesi olarak tanımlıyor.
Çizgi romanlardan çevrimiçi oyunlara kadar geleneksel öğrenme materyallerinin dışındaki içerikler ile e-öğrenmeyi eğlenceli hale getiren MOOC, ders tasarımı, video üretimi, ulaşılabilirlik, site trafiği, güvenlik, yazılım ve bilişim altyapısı gibi pek çok farklı bileşenin tek bir çatı altında toplanmasından, bilişim ve eğitim aktörlerinin işbirliği halinde çalışmasından oluşuyor.
Deloitte’un 2014’te yayınladığı “Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) 2014 Öngörüleri” raporununa göre, eğitimde fırsat eşitliği sunmayı amaçlayan MOOC sisteminin 2020 yılında yaygın öğretim de dâhil olmak üzere, alınan tüm eğitimlerin yüzde 10’unu oluşturması bekleniyor.