Medya dünyası yeni nesil iletişim teknolojilerine ağır aksak geçerken, bu dönüşümü fırsata çeviren Netflix gibi internet üzerinden yayın yapan servisler müşteri memnuniyetini sağladıkları sürece kazanan tarafta yer alıyor. Öyle ki, sadece bu yayın servislerine özel olarak pek çok dizi çekiliyor ve bunlar büyük başarılar yakalıyor. Kadrosu ve ince işlenmiş kurgusuyla House of Cards buna güzel bir örnek. Orange is The New Black de benzer şekilde sadece Netflix platformu için çekilmiş ve gerek sosyal medyada, gerekse arkadaş sohbetlerinde kendine yer edinmiş yapımlardan biri.
İşin kötü yanı ise bu servislerin Türkiye’de ülke bazlı kısıtlamalar nedeniyle kullanılamıyor olması. Netflix, Hulu, Crunchyroll ve diğer büyük online yayın kanalları, ya tamamen kullanılamıyor ya da kütüphanelerinin büyük bölümünü Türk kullanıcılarla paylaşmıyor. Bu gibi durumlarda bugüne kadar DNS değiştirme gibi yöntemlerden bazıları işe yarıyordu. Ancak Netflix ile başlayan DNS engelleme çalışmaları diğer yayıncılar tarafından da benimsendi.
DNS’ten Sonraki Adım: VPN
Erişim engeli konusunda hatırı sayılır bir geçmişi bulunan Türkiye’de DNS değiştirmek artık büyük bir kullanıcı kitlesi için basit ve günlük bir işlem haline geldi. Bunun bir adım sonrasını ise VPN hizmetleri oluşturuyor. Türkçesi “Sanal Özel Ağ” olan bu servisler, birkaç yıl önceye oranla çok daha hızlı olan internet hızların ve artan bant genişliğinin sunduğu olanaklardan faydalanarak, internet bağlantısını sanal bir ağ üzerinden, diğer bir deyişle farklı bir bilgisayardan giriş yapılmış gibi çalıştırıyor. Eğer VPN servis sağlayıcıların farklı bir ülkede sunucuları mevcut ise, kullanıcıya o ülke üzerinden internete giriş yapıyormuş gibi kısıtlamaların bulunmadığı bir bağlantı sunabiliyor.
Sözgelimi ABD’de sunucuları bulunan bir VPN servisini kullanan Türk kullanıcılar, ABD sınırları içinde hizmet veren Netflix ve Hulu gibi tıpkı o coğrafyadan giriş yapar gibi kolayca erişebiliyor. Elbette Netflix gibi yoğun medya kullanımlarına ihtiyaç duyan servislere giriş yaparken, kota ve bant genişliği sınırlamaları ortaya çıkabiliyor. Bunu önlemek için, halka açık ve ücretsiz olanlar yerine profesyonel bir VPN servisini tercih etmek gerekiyor.
Bu şekilde aylık veya yıllık abonelik şeklinde VPN hizmeti sunan sağlayıcılar, kullanıcılara bulundukları konumdan bağımsız bir internet deneyimi sunabiliyor. Örneğin PureVPN gibi sağlayıcılar, dünya genelinde 450’nin üzerinde lokasyonda bulundurdukları sunucular ile hem seçenek yelpazesini genişletiyor hem de kota ve bant genişliği sınırı olmaksızın kullanım olanağı tanıyor. PureVPN’in SmartDNS adını verdiği VPN ile DNS kullanımını kesiştiren uygulaması ise, özel bir DNS adresine abonelik bilgileriyle erişiyor.
Karmaşık VPN Yerine SmartDNS
Özellikle PlayStation 4 ya da PS3 gibi konsol kullanıcıları için, ayarlaması biraz daha fazla teknik bilgi gerektiren VPN kullanımından daha basit bir DNS değişikliği ile Netflix gibi servislere erişimi mümkün kılması, SmartDNS servisinin hedef kitlesini genişletiyor. SmartDNS ile konsolunu veya diğer cihazlarını internete farklı bir ülkeden tanımlamak isteyen kullanıcıların tek yapması gereken bağlantı ayarlarına girerek, DNS ayarlarını bu sayfadaki gibi değiştirmek oluyor.
Bu ayardan önce ise PureVPN’den SmartDNS servisine abone olmak ve e-posta ile gelen bilgileri konsol ile aynı kablosuz ağda bulunan PC’den uygulamaya girerek kaydetmek gerekiyor. Ardından SmartDNS özelliğine tıklayıp, PS4 ya da PS3’ün IP adresini beyaz listeye alarak DNS erişimini sağlayabilir ve başta Netflix ve Hulu olmak üzere, coğrafi kısıtlaması bulunan tüm servislere giriş yapabilirsiniz.